ANKARA 33.
ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE
MAHKEMENİZDE BAKILAN 2014/1686
NOLU DOSYAYA DAİR BEYANIMDIR
Sayın Mahkeme Heyeti,
Sözlerime başlamadan önce
heyetinizi ve davanın tüm taraflarını saygıyla selamlıyorum.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı
Basın Bürosu’nun hazırladığı 2014/171 nolu iddianamede şahsıma yöneltilen
suçlama dolayısıyla huzurunuzda bulunuyorum.
Hakkımda bir dava açıldığını 1
Ekim 2014 günü cep telefonuma gönderilen mesajla öğrendim.
Gönderilen mesajda, “Ankara 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nin
2014/1686 sayılı dosyasında 10 Şubat 2015 günü saat 10.00’da duruşmanız vardır.
Gelmediğiniz takdirde zorla getirtileceğiniz ihtar olunur.” deniliyordu.
Mesaj bu kadarcıktı, dosya
içeriği hakında bilgi verilmemişti. Kendi kendime düşündüm. Gazeteciyim, yazı
yazıyorum. Acaba bir yazımdan dolayı birileri alınganlık mı duydu?
Hemen adliyenin yolunu tuttum.
Meğer Berkin Elvan’ın ölümünü protesto etmek için 13 Mart 2014 günü Kızılay’da
toplanan gençlere tazyikli su sıkan TOMA aracını, yersiz ve orantısız güç
kullanmaması yönünde uyardığım için hakkımda dava açılmış.
Dosya içeriğini, hakkımdaki
suçlamayı öğrendikten sonra kapıldığım şaşkınlığı ve üzüntüyü anlatamam. Yanlış
anlaşılmasın, üzüntüm, hakkımda üç yıla kadar hapis cezası istenmesinden değil.
İlk defa yargılanmıyorum. Yargılandığım davaların tümü beraatle sonuçlandı.
Hatta bir keresinde haksız yargılamadan dolayı devlet bana manevi tazminat
ödedi. Üzüntüm, ülkemizde hukuk devleti mücadelesinin geldiği nokta
dolayısıyladır. Şaşkınlığım da doğrudan bununla ilgilidir. Şaşkınlığım, Berkin
Elvan’ın katilleri hakkında neredeyse iki yıldır iddianame bile
düzenlenmemişken, cinayeti protesto edenlere güç yetirilebilmesinedir.
Şaşkınlık ve üzüntü içindeyken
kendi kendime düşünmeden de edemedim Acaba İçişleri Bakanı olsam ve adım nüfuz
suiistimali ve rüşvet skandalına karışsa, oğlumun evinde yapılan aramada bir
dizi kasa ve kaynağı belirsiz para çıksa, hakkımda iddianame düzenlenir miydi?
Veya Avrupa Birliği’nden sorumlu
Devlet Bakanı olsam, elbise takımı ve çikolata kutusu içinde yüzbinlerce dolar
rüşvet aldığıma ilişkin görüntüler ortaya çıksa, hakkımda soruşturma açılıp
iddianame düzenlenir miydi?
Bu sorulara yanıt bulamadan bu
kez başka bir soru beynimi kemirmeye başladı. Çevre ve Şehircilikten Sorumlu
Bakan olsam, adım imar yolsuzluğu ve usulsüzlüğü iddialarına karışsa, savcılar
yakama yapışıp iddianame yazarlar mıydı?
Sorular üst üste geliyordu
aklıma. Ekonomi Bakanı olsam, 28 seferde toplam 52 milyon dolar rüşvet aldığıma
dair konuşma tapeleri ve görüntüler ortaya çıksa hakkımda soruşturma açılır
mıydı?
Banka müdürü olsam, evimde
ayakkabı kutuları ve banyo kesesi içinde istif ettiğim milyonlarca dolar rüşvet
parası yakalansa, hakkımda iddianame yazacak yürekli bir savcı çıkar mıydı?
Sorulardan bunalmışken, Berkin
Elvan için yapılan protesto gösterileri sırasında TOMA’yı yersiz şiddet
uygulamaması yönünde uyardığım için hakkımda iddianame düzenlendiğini
hatırlayıp kendime geldim.
Bu noktada iddianameye yanıtıma
geçmeden önce bir karşılaştırma yapmak istiyorum.
Berkin Elvan Gezi Direnişi
günlerinde 16 Haziran 2013 sabahı, ekmek amak için evinden çıktı ve bir daha
evine dönmedi. Soruşturma dosyasından medyaya sızan bilgilere göre, Berkin
polisin attığı gaz fişeğiyle vuruldu, 269 gün can çekiştikten sonra 11 Mart
2014 günü öldü.
Benzer bir cinayet Yunanistan’da
da işlenmişti. Atina’daki cinayete kurban giden Alexandros Grigoropoulos
vurulduğunda, Berkin ile aynı yaştaydı.
Alex 2008’de Atina’da anarşist
gençlerin toplandığı meydanda polis tarafından öldürüldü.
Berkin 2013’te İstanbul’da ekmek
almak için evinden çıktı, polisin attığı gaz fişeğiyle vuruldu.
Yunanistan’da Başbakan özür
diledi. Türkiye’de Başbakan, Berkin’in anne babasını seçim meydanlarında
yandaşlarına yuhalattı.
Yunanistan’da İçişleri Bakanı
istifa etti. Türkiye’de İçişleri Bakanı rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında
yargılanmaktan siyaseten kurtuldu.
Atina Valisi gereksiz açıklama
yapmadı, katil polisi adalete teslim etti. İstanbul Valisi lüzumsuz
açıklamalarıyla acılı insanları çileden çıkardı, polisi yargıya teslim etmedi.
Yunanistan’da polis kasten adam
öldürmekten yargılandı, ömür boyu hapse mahkûm edildi. Türkiye’de neredeyse iki
yıl oldu, Berkin’in soruşturma dosyası hâlâ mahkemeye ulaşmadı.
Berkin’in soruşturma dosyası
mahkemeye ulaşsa ne olacak ki?
Ne olacağı Gezi Direnişi
günlerinde öldürülen gençlerle ilgili yargılamalardan bellidir. Benzer
cinayetler karşısında kamu yöneticilerinin tutumlarının ülkeden ülkeye
değişmesi, Türkiye’deki tutumun zalimlikten başka bir şey olmaması
kahredicidir.
Bu vesileyle Türkiye’nin
tarihine özgün bir sivil itaatsizlik ve barışçı direniş eylemi olarak geçen
Gezi Süreci’nde katledilen gençler Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz,
Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım ve Berkin
Elvan’ı sevgiyle anıyorum.
Not: 23 Sayfalık karşı iddianamenin ilk sayfasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder