ÇÖZÜM OKULLARI KAPATMAK DEĞİL DARBECİLERDEN
HESAP SORMAKTIR!
Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler
Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulmasına Dair 669 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararname (KHK) ile askeri okullar kapatılmış, bu okullarda öğrenim
gören öğrencilerin askerlikle ilişikleri kesilmiştir. Ayrıca, darbecilerin
ayıklanması gerekçesiyle 70 bin’e yakın sivil kamu görevlisinin yanı sıra, iki
ayrı kararnameyle toplam 3073 muvazzaf askerin de Türk Silahlı Kuvvetleri’yle ilişiği
kesilmiştir.
Devlet kurumlarının darbecilerden
temizlenmesi elbette zorunludur. Bununla birlikte darbeciler ayıklanırken hukuk
dışı yollara başvurulmamalı, hukuk devleti ilkesinden ödün verilmemelidir. Aksi
halde darbe yaraları sarılırken yeni yaralar açılması kaçınılmazdır. Askeri Darbelerin Asker
Muhalifleri Derneği ADAM-DER çatısı
altında toplanmış, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbecileri tarafından hiçbir
mahkeme kararı olmaksızın yargı yolu da kapatılarak Türk Silahlı
Kuvvetleri’nden atılmış, işkence edilerek sorgulanıp yargılanmış, işsizliğe ve
açlığa mahkum edilmiş askerler olarak, hukuk devleti ilkesinden ödün
verilmesinin ne gibi yaralara yol açtığının bilincindeyiz.
Hukuk devletinin en temel ilkesi,
uyruklarına sağladığı en güçlü güvence, idarenin tüm işlem ve eylemlerin hukuka
uygunluğu ve yargı denetimine açık oluşudur. Bu bağlamda, on binlerce kamu görevlisinin
haklarında herhangi bir mahkeme kararı henüz yokken yargı denetimi yolu da kapatılarak
işten atılmalarını, binlerce askeri öğrencinin okullarından çıkartılmalarını
endişeyle karşıladığımızı belirtiyoruz. Bu yöntemle işten atmak, okulundan
çıkarmak sadece ve sadece darbecilere özgü tasfiye eylemidir. Geçmiş darbelerin
açtığı yaralar tümüyle sarılmamışken yeni yaralar açmak en hafif deyişle
zulümdür, ülkemizi hukuk devleti yolunda daha da geriye götürecektir.
Darbe girişimi bahane
edilerek, ömrümüzün ilk gençlik yıllarının geçtiği okullarımızın kapatılmasını
da kınıyoruz. Nasıl ki bir
devleti yönetenler işbirlikçi, hırsız, katil çıktıklarında devlet kapatılmıyor,
“Ne
istediler de vermedik” kontenjanından atanmış yöneticiler uğursuz çıktılar
diye bir askeri okul veya herhangi bir okul da kapatılamaz.
Tecavüzcü vakfa kol kanat gerilirken, hırsızlar rüşvetçiler aklanırken, ülkemizi darbe ortamına sürüklemenin hesabını vermek yerine fermanlarla
kişisel diktatörlük kurulurken okullarımızın kapatılması gayrimeşrudur. Askeri
okullar ve kışlalar kapatılırken, gerici bir ayaklanmanın kışlasını “tarihi
eser” diye Taksim Gezi Parkı’na dikme çabası ise ülkeyi kanlı bir provokasyona
sürükleme niyet ve ısrarının ifadesidir.
“ASKERİ DARBEYE DE SİVİL DİKTAYA DA HAYIR!” başlıklı bildirimizde
vurguladığımız üzere, askeri darbe girişiminin bastırılmasından, ülkemizin
gerçek anlamıyla iç savaşın eşiğinden dönmesinden memnuniyet duyuyoruz. Bununla
birlikte geleceğe güvenle bakamıyor, demokrasi kazandı diyemiyoruz. Askeri
darbe girişimi bahane edilerek ülkemizin tek adam diktatörlüğüne
sürüklenmesinden endişe ediyoruz.
Darbelerin, temel hak ve
özgürlüklere, emek barış ve demokrasi güçlerine verdiği zararın bilinciyle her
türlü askeri ve sivil darbeye ve diktatörlüğe karşı olduğumuzu yineliyoruz.
Siyasi iktidarı, kanlı darbe girişimine karşı ülke genelinde oluşmuş
demokratik duyarlığa saygılı davranmaya, hukuk devleti ilkesini yok sayan
adımlardan uzak durmaya çağırıyoruz.
Saygılarımızla.
Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği
ADAM-DER YÖNETİM KURULU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder