11 Aralık 2016 Pazar

TAYYİP İSTANBUL KATLİAMINA SAHİDEN ÜZÜLMÜŞTÜR!

Katliamda babasını yitirmiş çocuğun gözleri her şeyi anlatıyor.
Öylesine sahici,
Tayyip’in yüz ifadesi ve bakışları da aynı sahicilikte!
Evet evet!
Tayyip’in yüz ifadesi ve bakışları da aynı sahicilikte!
Tayyip için böyle bir cümleyi nasıl kurabildiğimi soracak olana çok şey anlatırım.
Şu kadarını söyleyeyim: Üzüldüğü çocukları, yani polisleri kendi hassa alayının erleri, evlatları olarak görüyor. Gezi Direnişi sırasında gençlerin üzerine saldırttığı bu evlatlarını “Çanakkale destanı yazan kahramanlar” olarak nitelendirmişti. Malum, en zalim babalar bile evlatları öldüğünde insani bir refleksle üzülüp göz yaşı dökerler.
Darağacındaki Saddam da ömrünün son saniyelerinde insandı.
İnsanlığın ne zaman nerede tezahür edeceği kestirilemez!
***

İstanbul katliamında can verenler çoğunlukla polisler.
Yani, gözaltında işkence eden,
Gözaltında kaybeden,
“Hücre evi” operasyonlarında ölü ele geçiren,
Sokaklarda meydanlarda silâhsız yürüyenlere kıyasıya saldıran, öldüren, sakat bırakan,
Berkin’i, Abdo’yu, Ethem’i, Ali İsmail’i katleden üniformalılar...
İnsanı yaşadığı ülkeye küstüren polisler.
İşte o polislerin zulmünden nasîbini almış olan bizler,
İstanbul katliamında can veren polislere de üzülüyoruz.
***

Ne ki, polis bizlerle aynı duygudaşlık içinde değil.
Bizler, onların gözünde düşmanız.
Onlara öyle öğretiliyor,
Onlar da öyle belliyorlar.
Ne acı!
Biz, onları “emir kulu emekçiler” olarak görüyoruz.
Onlar bizleri başları ezilmesi gereken anarşistler, komünistler, solcular, dinsizler, Aleviler, Kürtler, kâfirler vs. olarak görüyorlar.
Çünkü öyle öğretiliyor onlara.
Yarın (hattâ onlar için) çıksak sokağa, yine bizlere saldıracaklar.
Yaşlı çocuk, genç ihtiyar, kadın erkek, engelli engelsiz, sendikalı sendikasız, işli işsiz, emekli emeksiz dinlemeden,
Coplarla, gazlarla, plastik mermilerle, TOMA'larla, hattâ gerçek mermilerle saldıracaklar.
Demokrasiyi, özgürlüğü, emeği, insan haklarını savunan bizlere sokakları dar edecekler.
Onlarcamızı yerde sürükleyecek, kemiklerimizi kıracak, tekmeleyecekler.
Ve bizler yine de onları “emir kulu emekçiler” olarak göreceğiz.
Çünkü kalbimiz solda atıyor,
Savaşın sömürünün, baskının ve zulmün,
Efendinin de kölenin de olmayacağı,
Kimsenin “emir kulu” olmayacağı,
Tüm insanların hakça özgür yaşayacakları bir dünya istiyoruz. 

5 yorum:

  1. Düşüncelerin, gerçekleri ne güzel ifade edebilmekte..

    YanıtlaSil
  2. Yürekten katılıyorum...

    YanıtlaSil
  3. Solcu olmak yani insan olmak zor iş vesselam. Yani beynini kiraya vermemek, beynini başkasının emrine vermemek, vicdan sahibi olmak, empati kurabilmek...

    YanıtlaSil