Ankaralılar bilir.
Kızılay Meydanı şu günlerde evet mi hayır mı rekabetine
sahne.
Meydanın dört bir yanında EVET / HAYIR çadırları otobüsleri
mevzilenmiş.
EVET otobüslerinde muhafazakâr bir atmosfer,
kulakları sağır edercesine Osmanlı propagandası, mehter
marşları...
HAYIR otobüslerinde modern Türkiye Cumhuriyeti atmosferi,
marşları.
Başka bir ifadeyle,
Hangisine HAYIR?
Osmanlı’ya mı?
Türkiye Cumhuriyeti’ne mi?
Gerçi, ezilenler olarak ikisinde de mutlu olamadık ama,
Pazar günü,
Aklın bilimin sanatın özgürleşmesini hiç değilse vaat eden
modernliği tercih edeceğiz elbette.
***
Bu anda siyaseti bir yana bırakalım!
Evinde istif ettiği milyar doları sıfırlama telaşındaki hırsıza,
Oğlunu sahte çürük raporuyla askerlikten muaf tutup,
Ödeyecek bedeli olmayan yoksul halk çocuklarını kirli
savaşlarda ölüme gönderen,
Sonra da “Ne mutlu ki şehit oldular” diye goygoy yapan
arsıza,
Madende kardeşini evladını yitirmiş emekçiyi tokatlayan
nursuza,
Evladını polis “müdahalesi”nde yitiren anne babayı
mezhebinden ötürü meydanlarda yuhalatan şerefsize,
“Afedersin Ermeni” diyebilecek kadar utanmaza,
Bitirmediği okul için diploma almış cahil sahtekâra,
Küresel köyün talancı kabadayısıyla bir olup komşu evini
ateşe verecek kadar alçalmış namussuza,
Daha saymayayım...
“Onlar ki çok haram yerler çok yalan dinler” ayetini de
hatırlatmayayım.
Ezcümle,
Sürekli yalan söyleyen arsıza hırsıza nursuza şerefsize
utanmaza sahtekâra
EVET mi,
HAYIR mı?
#HAYIR
YanıtlaSil