Siz ey savaş ağaları, silah
fetişistleri, kan dökücüler, ölü seviciler,
Yetmedi mi 40 yılda 40 bin ölü?
Daha kaç gencin şehit olması, ölü
ele geçirilmesi, etkisiz hale getirilmesi gerekiyor?
Daha kaç ana baba evlat, ay
yıldızlı veya sarı kırmızı yeşil renkli bayraklara sarılı tabutlara sarılıp
ağlasınlar?
Siz ey merhamet yoksulu (bir de zekât
hırsızı dolar istifçisi) muktedirler,
Şehit cenazelerini siyasal gösteriye
çevirmekten utanmıyor musunuz? Kendi evladınızdan esirgediğiniz
şehitlik payesini yoksul halk çocuklarına armağan etmeye nasıl içiniz
elveriyor? “Ne mutlu ki şehit olmuş,
rütbesi peygamberden sonradır” diye döktüğünüz timsah gözyaşlarıyla kimi
kandırdığınızı sanıyorsunuz?
Yirmi yıl önce 4 bin köyü
boşaltmak, 4 milyon insanı göç ettirmek, binlerce kişiyi faili meçhullerde
katletmek yetmedi mi ki, şimdi de kentleri bombalıyorsunuz, insanları aç susuz
evlerinde hapsetmeye çalışıyorsunuz?
Keskin nişancılarla insan
avlamaktan, ölü insan bedenlerini panzerle sürüklemekten, kevgire çevrilmiş
çıplak kadın bedeni önünde zafer pozları vermekten, oyun çağı çocuklarını
katletmekten nasıl bir haz alıyorsunuz?
Siz insan mısınız nesiniz, nasıl
bir yaratıksınız?
Ne oldu, dişinize kan mı değdi? Gencecik bir astsubayın pazaryerinde hamile
eşinin gözü önünde katledilmesi bahane olmadı da hendekler mi sizi rahatsız
etti?
***
Siz ey AKbabalar, Kandil şahinleri,
Ne oldu da çözüm ve barış sürecini kesintiye uğrattınız?
Yoksa Oslo’da, Dolmabahçe’de
birbirinizi mi kandırıyordunuz?
Biliyorsunuz, biz de biliyoruz,
birbirinizi yenemiyorsunuz; kırk yıldır birbirinizi yenemediniz. Birbirinize
gücünüz yetmiyor. Birbirinize yetmeyen gücünüz halka mı yetiyor?
Yoksa, “Başkanlığa hayır, barış hemen şimdi” diye kanat çırpan 6 milyon
barış güvercini mi sizleri rahatsız etti?
Ne oldu da çözüm ve barış sürecini kesintiye uğrattınız?
***
Özellikle sen ey asri firavun,
Memleketi baştan başa terörize ederek, aklını Kürt, Alevi ve solcuyla
bozmuş yüzde 60’ın desteğiyle nihayet başkan olmak, kan ve göz yaşı denizinde
saltanat kayığı yüzdürmek seni çok mu mutlu edecek?
Ne yazık ki ırkçısın, ümmetçisin, milliyetçisin, sağcısın ve çoğunluksun.
Demokrasi talep etmiyorsun. Alnının secdeye değmesi, hırsız siyasetçiyi bağrına
basman, mabadının kılı olman için yetiyor sana. Peygamber bellediğin muktedirin
komşu ülkede kafa kesen katilleri beslemesi rahatsız etmiyor seni. Çocuğunu
toprağa vermiş anneyi sırf farklı mezhepten diye yuhalatmasından da rahatsız
olmadın. Sana reva görülen 800 lira aylıkla açlıktan nefesin kokarken, alnı
secdeli diye 800 bin liralık rüşvet saatini koluna takan siyasetçiye bile arka
çıkabiliyorsun. Neden böylesin, neden hiç sorgulamıyorsun? Komşu ülke
ahalisinin kanına girdikten sonra şimdi kendi halkına kıyan muktediri saltanat
kayığına oturtmak seni çok mu mutlu edecek?
***
Yeter artık, edi bese!
Bizlere her gün “şehit” “ölü ele geçirilen” acısı yaşatmaya, sağ
kalanları karanlıkta aç susuz ekmeksiz hapsetmeye hakkınız yok.
Hanginizin ilk kurşunu sıktığınızın da artık önemi yok.
Birbirinizi ve bizleri öldürmeyi bırakın artık!
Düşük yoğunluklu savaşınızı, sokağa çıkma yasaklarınızı, iki generalli
operasyonlarınızı, uzaktan atışlarıyla insan avlayan keskin nişancılarınızı,
duvarlara “kurdun dişine kan değdi” “Türkün gücünü göreceksiniz” “Kanımız aksa da zafer İslamın” yazan timlerinizi,
şehit cenazelerinde şov yapan siyasetçilerinizi, “PKK özyönetim ilan etti, devlet buna göz yummaz” edebiyatı yapan
ekran baykuşlarınızı, alan hakimiyetinizi, hendeklerinizi alın, çıkın hayatımızdan!
Çıkın hayatımızdan! Hangi dil, din, kültür ve kimlikten olursa olsun,
bizler barış içinde kardeşçe yaşamayı biliriz. Yeter ki, çıkın hayatımızdan, akan
kan ve gözyaşı dursun!
Silahlarınız değil, insanlar konuşsun!
yazılarınızı takip ediyorum... savaşa hayır...
YanıtlaSilDiline ve kalemine sağlık
YanıtlaSil