15 Eylül 2017 Cuma

ALIN GÖTÜRÜN ÇİKHASAN MEZARLIĞINA GÖMÜN BENİ!

ALIN GÖTÜRÜN ÇİKHASAN MEZARLIĞINA GÖMÜN BENİ!
HDP Eşbaşkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk, ömrünün son deminde İncek’teki evinin penceresinden Gölbaşı mezarlığına bakar bakar iç geçirir, öldüğünde oraya gömülmek istediğini söylermiş... Nasıl da naif bir vasiyet!
Nihayet ömrü sona erdi ama vasiyet ettiği yere gömülemedi. Hatun Tuğluk’un cenazesi devletin gözleri önünde utanç verici bir saldırıya uğradı. Saldıranlar, “şehit” tabutlarını kin ve nefret güdülerine bahane eden yaratıklar. Saldırgan güruhtaki yaratık sayısı 100’ün üzerinde. Cenaze için toplanmış cemaati de linç etmeye yeltendiler. Sonuçta Hatun Tuğluk’un naaşı mezardan çıkartıldı, Tunceli’de bir mezarlığa defnedildi...
Valilik resmi açıklamada “sataşma” diye geçiştirmiş. Oysa bir buçuk saat boyunca ‘burası kürt mezarlığı değil’, ‘alevi mezarlığı değil’, ‘ermeni mezarlığı değil’, ‘bu mezara biz neler yapacağız’ diye slogan atarak taciz etmişler, taşlar şişeler atmışlar. Hatta mezardan cenazeyi çıkarıp paralamak için kepçe ve traktör bile getirmişler. Ama valiliğe göre olay sataşmadan ibaret...
Gölbaşı Savcılığı da aynı kanaatle, ırkçı faşist saldırıyı spontane olay olarak görmüş, insan müsveddesi yaratıklar için toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefetten soruşturma açmış. İnsan ne diyeceğini bilemiyor. Savcılık bu kafayla istediği kadar soruştursun. Bir anlamı yok.
Kimileri bu topraklarda bu gibi vahşiliklerin yeşermeyeceğini savunuyorlarsa da kendilerini avutuyorlar galiba. Bu topraklarda kaçıncı kezdir bu gibi kin nefret düşmanlık ırkçılık sergilendi, saymak mümkün değil. Bilmeli ki çok yakın tarihte bu coğrafyada, “ölü ele geçirilmiş” kadın gerillanın kurşunlarla delik deşik çıplak bedeni etrafında zafer fotoğrafları çekildi. Ölü ele geçirilmiş cansız bedenler panzere bağlanıp sürüklendi...
Uhud Savaşı sonrasında Hamza’nın cansız bedenini deşip ciğerini çıkartarak dişleyen Ebû Süfyan’ın karısı Hind’in çocukları torunları desem, “demokrasinin beşiği” Atina’nın evlatlarına haksızlık olur. Atinalılar Troya’da neler yapmışlar, Troyalılar (Yani Çanakkaleliler) nasıl karşılık vermişler, dileyen İlyada Odessa’da okurlar.
Bu arada “demokrasi aşığı” liberaller, Çanakkale Savaşı’nın ölülerini ayrım gözetmeden Gelibolu mezarlıklarında misafir eden Mustafa Kemal Atatürk’e laf edersiniz değil mi? Mustafa Kemal Atatürk’ü eleştirmek sizlere değil, biz sosyalistlere düşer, bilesiniz!
Sözü uzatmaya gerek. Uzun boylu sosyolojik teolojik biyolojik jeolojik analizler yapmak istemiyorum. Ne yazık ki, Ankara Gölbaşı mezarlığı ahlâkın çöktüğü, vicdanın donduğu yer haline geldi. Hemen herkes Anne Tuğluk’un cenazesine yönelik saldırganlığın Türkiye’de Kürdü, Türkü, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni’si, Ateistiyle bir arada yaşama imkân ve ihtimalinin bittiği ânı işaret ettiği kanısında. Katılmasam da vasiyetimdir. Öldüğümde kimseye yük olmak istemiyorum. Cesedim yakılsın, yakılamıyorsa bir üniversite hastanesine bağışlansın. O da olmuyorsa, Çorum’un Çikhasan Köyü mezarlığına gömülsün!
Bu arada, çocuğu gaz fişeğiyle vurulup ölmüş anneyi meydanlarda yuhalatan yaratık, Hatun Tuğluk’un cenazesinin Gölbaşı mezarlığında aşağılık saldırıya maruz kalmasını net olarak kınıyormuş.

İnandınız mı?

4 yorum:

  1. Sevgili Yıldırım, bu oalydan büyük acı duydum, sarsıldım. Şu da dikkat çekici: Akşamın o saatinde birileri nasıl oluyorsa Hatun Tuğluk'un o gömütlüğe gömüleceğini haber alıyor!
    Bu olay halkı bilerek ve isteyerek cahil,kültürsüz,onursuz, erdemsiz bırakmanın vardığı yıkım durumudur. Her kesim kendine göre ders çıkarmalı. Ayrıca ölüm sizden uzak olsun. Dostlarımın bu tür vasiyetleri beni hep üzer. Saygılarımla. Günay Güner

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ ol Günay dostum. Bu vesileyle içişleri bakanlığı koltuğundaki siyasetçinin ne kadar "Soylu" olduğu da ortaya çıktı. Çok selam.

      Sil
  2. OHAL devam ederken bu olayların olduğu sırada etrafta bir tek polis olmaması anlamlıdır. Adliye önünde basın açıklaması yapmak isteyen avukatlara onlarca polis engel olurken, aynı gün plajda bira içen iki doktor kadını başında 4 polis vardı. Yani polisin göz yumması sonucu bu olaylar oldu ve bakanla saldırgan karakolda HATIRA fotoğrafı çektirdiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saldırgan ile karakolda poz veren bakan'ın ne kadar "soylu" bir siyasetçi olduğu da bu vesileyle ortaya çıktı.

      Sil