Avcının biri, omuzuna şahinini yanına da tazısını alıp avlanmaya çıkmış. Ormana giderken bir yatıra rastlamış. İnsanlar dualar edip bir şeyler istiyormuş yatırdan. Bizim avcı da ellerini açıp:
- Ey yatırda medfun ulu kişi, şahinime bir bıldırcın, tazıma da bir tavşan ihsan eyle! demiş ve dalmış ormana.
Bizim avcı ormanda kısmetini ararken bir bıldırcın havalanmış; avcının omuzundaki şahin de hemen peşinden. Tam bıldırcını yakalayacakken, nasıl olmuşsa olmuş, şahin kurumuş bir ağacın sipsivri bir dalına göğsünden çakılıvermiş ve oracıkta ölmüş.
Avcı, can sıkıntısıyla şahinine bakakalmış, devam etmiş yoluna. Derken bir çalılıktan tavşan fırlamış; avcımızın tazısı da peşinden. Tam tavşanı yakalayacakken bir engerek sokuvermiş tazıyı ve tazı da debelene debelene ölmüş oracıkta.
Avlanmak şöyle dursun, şahinini de tazısını da yitiren avcı düş kırıklığı içinde geri dönmüş. Tam yatırın yanına gelince şöyle bir bakmış mezara:
- Ey bu yatırda medfun ulu kişi, evliya olmasına evliyasın ama lafı tersinden anlıyorsun...
***
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ Aleviler ve ihanet konulu sözleri dolayısıyla bazı Alevi Bektaşi örgütlerinin lincine maruz kalınca, bu kıssa geliverdi aklıma.
Bir de 40 ülkeyi kapsayan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD’nin PİSA testini anımsadım. PİSA testi, 15 yaş grubundaki öğrencilerin okuryazarlık derecesini ve okulda öğretilen bilgileri günlük yaşamda ne ölçüde kullanabildiklerini ölçmeyi amaçlıyor; Türkiye bu alanda hep son sıralarda yer alıyor ne yazık ki!
***
Yukarıda aktardığım kıssa, Merdan Yanardağ’ın bir çift lafı üzerine kınama bildirisi yayımlayan Alevi örgütlerinin düştükleri duruma ne kadar uyar, bilemiyorum. Okuduğunu dinlediğini duyduğunu doğru anlama ve ona göre tavır alma anlamında yani.
Linç bildirisi yayımlayan Alevi Bektaşi örgütleri Merdan Yanardağ’ın “Aleviler içerisinde çok hain vardır” dediğini vurgulamışlar; devamla “Alevi toplumu yüzyıllardır bu topraklarda eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü ve demokrasi için mücadele etmiş, ağır bedeller ödemiştir. Bu kadar onurlu bir mücadele geleneğine sahip bir topluluğu ‘hain’ olarak nitelemek kabul edilemez, büyük bir haksızlıktır.” demişler.
Şahsen merak ediyorum: Hangi olay üzerine Merdan tam olarak ne dedi? Merdan’ın konuşmasını başından sonuna kadar dinleyip de mi yayımladılar o bildiriyi?
***
Tartışmayı dosdoğru anlamak için Merdan’ın konuşmasını olduğu gibi aktarmakta yarar var.CHP’nin Kadıköy mitingi öncesinde İstanbul Söğütlüçeşme üst geçidine "Halkın partisini hırsızlar değil halk partililer yönetecek. Milletin son umudu Kemal Kılıçdaroğlu” yazılı bir pankart asılmış. Bu ifade, Alevilerce kutsal sayılan Zülfikar ikonuyla desteklenmiş.
Merdan Yanardağ, bu pankartın AKP trolleri tarafından asılmış olabileceğini savunuyor. Mahkemenin CHP kurultayı davasında verebileceği mutlak butlan kararına karşı K. Kılıçdaroğlu’nun muhtemel tavrını konuşurken, bu karara uyulmasının “ihanet” olacağını söylüyor, Aleviler üzerinden devam ediyor ve aynen şöyle değerlendiriyor:
“Merdan Yanardağ: Yani yok piro, Alevi bilmem ne, dede filan bu edebiyatla bu iş olmaz. Alevilerin haini çoktur, tıpkı diğer milletlerin ve diğer inançların olduğu gibi; olur ama bu ülkenin en mazlum en temiz insanları arasında -diğer yurttaşlarımızın olduğu gibi- Aleviler vardır. Aleviler buna izin vermeyecektir.
Murat Taylan: Alevilerin de… Alevilerin dediniz ya…
Merdan Yanardağ: Evet, Alevilerin de… Dolayısıyla hiç kimse Aleviler üzerinden siyasi hesap yapmaya kalkmasın. Bir kere CHP bir mezhep partisi değil, mezhepçilerin partisi de değil. Kadıköy’e nasıl bir pankart astılar? Oraya Zülfikar kılıcını koydular. İktidar bunu kullanıyor. Bunun bir Alevi davası olduğunu anlatmaya çalışıyor Kılıçdaroğlu üzerinden. Her mezhebin her milletin içinden olduğu gibi Alevilerden de Alevilerin içinden de hainler çıkabilir. Ama Alevilerin büyük bölümü temiz namuslu erdemli insanlardır. Buna geçit vermeyecekler.”
***
Merdan’ın söyledikleri bundan ibaret ve kimi Alevi Bektaşi örgütleri bu söyleşiden Merdan’ın Alevi toplumunu “hain” olarak yaftaladığı sonucunu çıkardılar.
Öyle ağır bir suçlama ki!
Tekrar sorayım:
Merdan’ın konuşmasını başından sonuna kadar dinlediler mi?
Dinledilerse, nasıl olup da Merdan’ın Alevi toplumunu “hain” diye yaftaladığı sonucunu çıkarabildiler? Cümlenin devamını görmezden duymazdan gelip sadece ilk yarısı üzerinden hükme varmak ve linç bildirisi yayımlamak Alevi Bektaşi inancıyla ne ölçüde bağdaşır?
Ve nasıl olup da yayımladılar o bildiriyi? Tartışmalar üzerine ikinci bir bildiri yayımlamışlar ve ilk bildirinin arkasında olduklarını bildirmişler.
Merdan’a linç bildirisi yayımlarken, ırkçı ümmetçi faşist iktidarın beslemesi Nedim Şener’in provokasyon tuzağına mı düştüler?
Alevi Bektaşi örgütlerinin basireti, Nedim Şener’in provokasyonunu fark edemeyecek kadar bağlanmış olabilir mi?...
Merdan Yanardağ’ın sözleri üzerine TELE1’in yayın iznini iptal etmek için harekete geçen RTÜK, Alevi Bektaşi örgütlerinin bildirisini de kendisine referans alıyor. Bu örgütler, siyasal İslamcı faşizmle aynı çizgide hizalandıklarının farkındalar mı?Daha çok soru sorulabilir.
Ezilen her toplumun olduğu gibi, Alevi Bektaşi inancının tarihsel belleğinde de nice hainlerden söz edilir. Osmanlı döneminde Hacıbektaş Dergâhı’na atanan kayyımlar, Sersem Ali Çelebiler, Hızır Paşalar, günümüzde siyasal İslamcı faşizmin rüşvetini kabul eden inanç önderleri, Mehmet Ali Çelebi... Alevi Bektaşi kültüründeki “yol düşkünü” “yol Yezidi” kavramları...
Son soru: Aleviler, Hızır Paşa’nın yolundan mı giderler, yoksa Pir Sultan’ın yolundan mı?
İnanç özgürlüğü mücadelesinin emek barış ve demokrasi mücadelesinden ayrı olmadığının bilincindeki Alevi Bektaşi yurttaşlara selam olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder