14 Şubat 2022 Pazartesi

SEVGİLİLER GÜNÜ YA DA ÂŞIKLAR BAYRAMI

        “Âşıklar Günü kutlu olmasın efendim, her kim başımıza sardıysa Allah’ından bulsun. Sevgililer Bayramı bir tarihte Kurban Bayramı’yla çakışmıştı. Kadınlara göre hava hoştu, olan erkeklere olmuştu. Kurbanı kestikten sonra bir de sevgiliye kurban olmak çekilir dert değildi.”Millet olarak ne çok bayramımız var!"


Kurban Bayramı, Şeker Bayramı, Cumhuriyet Bayramı, Çocuk Bayramı, Gençlik Bayramı.

Müslümanlar için kandil bayramları.

Hıristiyanlarımız için Noel ve Paskalya bayramları.

Kürtler için Newroz Bayramı.

Askerler için 30 Ağustos Zafer Bayramı.

Polisler için 10 Nisan Polis Bayramı.

Doktorlar için 14 Mart Tıp Bayramı.

Gazeteciler için (gerçi artık yas günü ama) 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı.

Hemen her şehrimiz için Kurtuluş Bayramı…

Bayramsız günümüz yok gibi.

Tabii bu arada “Deliye her gün bayram” diye güzel bir atasözümüz de var.

***

Atalarımız öyle dese de bayramsız duramıyoruz. Yılbaşı, aybaşı derken, kamusal ve özel bayramlarımız arasında Sevgililer Günü ve Mevlit Kandili daha bir öndeler sanki.

Mevlit Kandili, bilumum diğer kandiller kenarda dursun. Peygamber devrinde kandil bayramları var mıydı? Kandil geceleri bi’dat mıdır, ibadet midir? İyiden iyiye tehlikeli sorular bunlar. Bu sorulara kafa yormak yerine en iyisi Sevgililer Bayramı’na çatmak. Bir tehlikesi yok nasıl olsa! 

Sevgililer Bayramı’nın kökeni malum. Roma devrinde Hıristiyanların baskı altında tutulduğu yıllarda gizli gizli buluşan âşıklara nikâh kıyan rahip Valentin, bu iyiliği ortaya çıkınca imparator II. Claudius’un emriyle 14 Şubat günü yakılarak idam ediliyor. Sonraları Katolik Kilisesi 14 Şubat’ı Aziz Valentin Günü ilan ediyor, sevgililer de kendi bayramlarını yapıyor.

Hıristiyan geleneği de olsa, epeydir Müslüman Türkiye’de 14 Şubat günü Sevgililer Günü olarak yaşanıyor. Ne de olsa bir parça laik memleketiz değil mi!

Sevgililer Bayramı bir tarihte Kurban Bayramı’yla çakışmıştı. Kadınlara göre hava hoştu, olan erkeklere olmuştu. Kurbanı kestikten sonra bir de sevgiliye kurban olmak çekilir dert değildi. O gün, Hollanda Devlet Radyosu NPS’nin Türkçe Yayın Servisi’nde “Burası Türkiye” programında aşağıdaki risalemi seslendirmiştim. Fizik ve kimya durumu, bu yıl taze bir Sevgililer Bayramı yazısı karalamaya müsait değil; 19 yıl önceki yazıyla idare edin artık! Gazetelere bakmadım, ama 19 yıl öncesine göre durumda bir değişiklik yoktur herhalde.

***


Âşıklar Günü kutlu olmasın efendim, her kim başımıza sardıysa Allah’ından bulsun.

Ulemadan Sabah Gazetesi muharrirlerinden Emre Aköz’ün “14 Şubat’ı başımıza kim sardı?” başlığı altında yazdığına göre, 1993 yılına gelinceye kadar, kadın dergileri dışında Sevgililer Günü’nü takan olmamış. Hatta “Sevgi İnsanı” diye namı yürüyen Hıncal Uluç bile, o tarihe kadar günlük yazılarında, “Bugün manitanızı öpün, hediyesini verin!” diye uyarıda filan bulunmamış. Bir tek Bekir Coşkun, 15 Şubat 1991 tarihli Sabah Gazetesi'ndeki yazısında "Âşıklar günü niye kutlanmıyor?" diye sormuş.

Nihayet, eski takvimlerde bile yeri kalmıyasıca o 1992 yılının 14 Şubat tarihli Sabah Gazetesi’nde “Bugün Dünya Sevgililer Günü... Diğer Günlerin Tamamı Sapların!” diye bir duvar yazısı çıkmış. Aşk profesörü diye ünlenen Ahmet Altan’ın kardeşi Mehmet Altan da İkinci Cumhuriyet yazılarına ara verip, “Sevgilim...” başlıklı bir yazı neşretmiş. O gün bugündür her 14 Şubat geldiğinde millet depresyona giriyor. 

Gazeteler bir hafta öncesinden başlayıp otellerin mağazaların marketlerin Aşıklar Günü hazırlıklarını tefrika ediyor. Sevgilisi olanın cüzdanı, olmayanın sinirleri boşalıyor. 

Bu yıl da aynen böyle oldu. 


Örneğin, SABAH Gazetesi, bugün manşetine AŞKLARIN EN GÜZELİ diye başlık atmış, özel bir aşk öyküsünü “Onlara her gün 14 Şubat” spotuyla birlikte aktarmış. Sonra iç sayfalarda, cep telefonu şirketlerinin Aşıklar Günü’ne özel reklamları…

Hürriyet Gazetesi, olaya damardan girmiş; sürmanşetten 14 ŞUBAT’IN EN GÜZEL FOTOĞRAFI başlığı altında o da özel bir aşk öyküsünü anlatmış. Sonra iç sayfalarda ve 14 sayfalık ilavede aynı ilan ve reklamlar. Hatta bir alışveriş merkezinin çeyrek sayfalık reklamının başlığında açık açık, “Aşk hediye bekler” denilerek cüzdanlara mesaj verilmiş. 

OLAY Gazetesi ALIŞVERİŞ adlı salt Aşıklar Günü’ne özgü tam 12 sayfalık bir ek vermiş. Sayfalar dolusu ilan ve reklam. Oteller, aşka beş yıldızlı romantizm önermiş, kozmetik firması “Çarpıcı etki çarpıcı aşk” diyerek paralı aşıkları kışkırtmış…

Milliyet Gazetesi de farklı değil. 10 sayfalık özel ekte, saat firması “Zamanı paylaşmak için” diyor, kostümcü “Romantik şıklık” diye tahrik ediyor, bar sahibi, “Bush’u Bush’una savaşma seviş” diye müşteri çağırıyor, arada aşkın fiziği kimyası ve bilhassa ekonomisi üzerine yazılar da var. Hediye alamayacak olanlar da düşünülmüş!  “USTALARDAN 14 ŞUBAT YEMEKLERİ” başlığı ile evde yemek tarifleri verilmiş. 

İyi de usta, beş yıldızlı yemekten farksız bu malzemeyi alacak paradan haber var mı? Yok. Afiyet şeker olsun. Üstüne de bir bardak soğuk su. 

Devam edelim. Taş fırın Atatürkçü gazete Cumhuriyet’te bile sayfalar dolusu Sevgililer Günü ilan ve reklamları. 

Misal, Erozyonla Mücadele Vakfı TEMA, “Tüm sevdiklerinize sevginizi ifade eden özel bir armağan” spotunun altında, ağaç ile insan arasındaki sevgiyi güçlendiren, vakıf yayını Ağaçlar adlı kitabın reklamını yapmış. 

Kötü bir düşüncem yok. Vallahi güzel bir espri. 

Komşu sayfada ise Türkiye Kalp Vakfı imzalı bir ilan. Günün mana ve ehemmiyetinden haberleri yok anlaşılan, “Muayene teşhis tedavi” başlıklı kuru kuruya bir ilan. Yani, ne bileyim,  “En yoğun sevgi sağlıklı kalpte yaşanır” diye bir şeyler uydurun, ilan fiyakalı olsun. Ama yok. Düşünememişler. Hatta, dükkânın vitrinine Âşıklar Günü Kutlu Olsun diye yazan kebapçı kadar bile vizyon sahibi değiller. 

Ah ulan, bekârlığımızda ne fırsatlar kaçırmışız! Meğer bizim nesil ne talihsizmiş!

Ne Âşıklar Günü bilirdik ne de iki gönül bir olunca kebap lokantasının seyran olacağını. Kebap lokantasının kız tavlamada en ideal mekân olduğunu idrak edecek zekâ formatında değildik. Ufkumuz pastane köşeleriyle sınırlıydı. 

Oysa, randevuyu pastane ya da sinema yerine romantik kebap lokantasına verdin mi iş bitiyormuş! Hele bir de en hisli ses tonuyla:

- “Canım bir tanem, aşkımız bir buçuk acılı Adana mı olsun, yoksa sana olan hislerimi karışık pide olarak mı sunayım?” dedin mi, bir de garsonu ayarlamışsan, karışık pide kalp formatında masaya geliyor, kız o dakika dağılıyor; toplamak artık senin marifetine becerine kalıyormuş.  

Bu akılla şimdi bekâr olmak varmış! Ne bileyim işte, mesela dedik, daldık gitti. 

Bayramınız da sevginiz de daim olsun efendim.

Burası Türkiye…

14 Şubat 2003


4 yorum:

  1. Siz yazmaya biz okumaya devam.

    YanıtlaSil
  2. Emeğine Sağlık teşekkür ederim Bir Gün Seçelim Çorumlular Bayramı Olarak ilan edelim bizimde bayramımız olsun Sevgili toprağım sevgiler

    YanıtlaSil