15 Haziran 2022 Çarşamba

YALANCININ AMPULÜ YATSIDAN SONRA DA YANIYOR


Sizi bilmem ama Türkiye’de siyasetin siyasetçinin yalandan dolandan talandan arınacağına ilişkin pek umudum yok. Hangi kanalı açsam hangi sayfaya baksam yalan dolan. 

Oysa Recep Tayyip Erdoğan siyasetçinin yalandan uzak durması gerektiğini söylüyor. Mesela, 17’inci MÜSİAD EXPO’nun kapanışında aynen şöyle vurgulamıştı: “Siyaset yalan söyleme sanatı değildir. Siyaset insanları dürüstçe, adil yönetme sanatıdır.” (24 Kasım 2018)

Gülmeyin ya da kızmayın ne olur. Aynen böyle konuşmuştu Erdoğan. İnanmıyorsanız o günkü gazetelere bakın ya da internette sorgulayın. Aynen bunları söylediğini siz de göreceksiniz.

Sadece bu konuşmasıyla değil; yalancı siyasetçilere kızgınlığını birkaç kere daha dillendirmişti Erdoğan. Hatta bir keresinde “Ben bunlar kadar rahat yalan söyleyebilen siyasetçi tanımadım. Sabah yalan akşam yalan.” dediğini bizzat işittim. Erdoğan böyle derken öyle öfkeliydi ki, Emine Hanım “o öfkeyle Recep Bey kendine zarar verecek” endişesi içindeydi. (3 Aralık 2020)

Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir’de halka hitap ederken de, siyasetçilerin rahatça yalan söylemelerine şaşkınlığını dile getirmişti. “Bir insan, utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan, yüzü kızarmadan, arka arkaya bu kadar yalanı nasıl söyleyebilir? Allah aşkına bu nasıl bir yalan söyleme yeteneğidir?” derken şaşkınlığı kızgınlığı yüzünden okunabiliyordu Erdoğan’ın. Erdoğan’ı dinlerken dilimin ucundan hangi sözcüklerin döküldüğünü tahmin etmekte zorlanmazsınız sanırım.

Siyaset ve yalan üzerine nutuk atmakla kalmadı Erdoğan; partisinde “yalanla mücadele timi” bile kurdu. İnanın lütfen! İşkembeden sallamıyorum, mabeyin muhabirlerinden Osman Nuri Cerit’in yalancısıyım. Osman Nuri’nin “AK Parti’den yalanla mücadele timi” başlıklı haberine göre, “AK Parti, muhalefetin yalan kampanyalarına karşı aktif mücadele kararı aldı. Pandemi kısıtlamaları sonrası AK Parti kadroları sahaya inerek yalan kampanyaları ile etkin mücadele başlatacak; ekipler kapı kapı dolaşıp, doğruları anlatacak.” (Akşam 7 Mayıs 2021)

***

Siyaset sahnesinde sabah yalan akşam yalan

Covid19 salgını biteli aylar oldu. Benim kapımı çalan olmadı. AKP’nin yalanla mücadele timleri sizlerin kapılarını çaldılar mı bilemem. Çaldılar ya da çalmadılar, asıl merakım, siyaset ve yalan üzerine onca veciz laflar eden, partisi bünyesinde “yalanla mücadele timi” bile kuran Erdoğan’ın yalana karşı sözlerinin ve çabasının siyasetçiler üzerinde olumlu etki yapıp yapmadığı. Kendi söylediklerine ne kadar riayet ettiğini de merak ediyorum ama bu konuyu şimdilik kurcalamayalım. Bana öyle geliyor ki, kendisi de dahil, kimse dinlemiyor Erdoğan’ı. Siyaset sahnesinde tam da Erdoğan’ın dediği gibi “Sabah yalan akşam yalan.”

Mesela adam (ismi lazım değil) İzmir’e gidiyor, “İzmir’de doğru dürüst havalimanı yoktu; Adnan Menderes Havalimanı’nı İzmir’e biz kazandırdık biz” diye böbürleniyor. Oysa, Adnan Menderes Havalimanı 1987 yılında Turgut Özal tarafından hizmete açılmış.

Başka bir gün gidiyor Van’a; partisi daha kundakta bile değilken 1982 yılında kurulmuş Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ni kendisine mal ediyor, “Van’a üniversiteyi kim getirdi, biz” diyor.

Hemen her şehirle kasabayla ilgili böyle başka yalanları da var. Tek tek hatırlatırsam yazı gereksiz yere uzar, lüzumu yok.

Başkalarının yaptığı eserleri kendisine mal etmekle kalmıyor başka yalanlar da söylüyor. Mesela, tam 9 yıldır dilinden düşürmediği bir Dolmabahçe Camii yalanı var. Ne zaman aklına gelse, Gezi Direnişi’ni karalamak için “Dolmabahçe Camii’nde içki içtiler” diye yalan söylüyor. Oysa, o günlerin cami görevlisi Fuat Yıldırım içki içilmediğini söylemişti. Fuat Yıldırım, polise ifade vermiş ve “Ben din adamıyım, yalan söyleyemem, içki içildiğini görmedim” demişti.

Halen lösemiyle mücadele eden Fuat Yıldırım istediği kadar “yalan söyleyemem” desin; malum şahıs aklına estikçe “Müptezeller camide bira içtiler” diye küfredip yalan söylüyor. Neyse ki, Gezi Direnişi sırasında başörtülü Zehra Develioğlu’nun ortaya attığı, “Kabataş’ta üstü çıplak 70-80 erkek üzerime işedi” yalanını artık tekrarlamıyor.

***

Günlük siyasete ilişkin bu yalanların dışında tarihi çarpıtmaktan, tarihte kalmış olaylar ve kişilere ilişkin yalanlar üretmekten de geri kalmıyor. Hatırlamaya değer en son yalanı, son Osmanlı padişahlarından İkinci Abdülhamit’le ilgili. Malum şahıs, İkinci Abdülhamit’in tek karış toprak kaybetmeden devleti yönettiğini söyledi. Oysa, İkinci Abdülhamit döneminde bugünkü Türkiye’nin iki katı genişlikte toprak kaybedildi.

Bana göre öne sürdüğü en parlak (hadi yalan demeyelim) yanlış bilgilerden biri de Amerika’yı Kolomb’tan önce Müslümanların keşfettiğini iddia etmesiydi. Aynen şöyle konuşmuştu: “Amerika’yı Kolomb değil Müslümanlar keşfetti. 1178’de Müslüman denizciler Amerika kıtasına ulaşmıştı. Kristof Kolomb anılarında Küba kıyılarında dağın tepesinde bir caminin varlığından bahseder.

Nedense malum şahıs, Amerika’nın keşfine ilişkin bu iddiasını bir daha tekrarlamadı. Kendisi de mi inanmadı yoksa tekrarlayıp dünya aleme rezil olmaktan mı çekindi, bilemem.

Her nedense kendisi bilir, malum şahıs, Amerika’yı ilk Müslümanların keşfettiği iddiasının peşini bıraktı ama sabah akşam yalan söylemekten geri durmuyor.

Öğretmen dostum Cemil Ayan da, Recep Tayyip Erdoğan’ın sorusunu bana yöneltiyor: “Bir insan, utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan, yüzü kızarmadan, arka arkaya bu kadar yalanı nasıl söyleyebilir? Allah aşkına bu nasıl bir yalan söyleme yeteneğidir?

Sadece Cemil Ayan değil herkesin aklında bu soru olsa gerek. Ben de kendi kendime sorup duruyorum nasıl bu kadar utanmadan yalan söylenebildiğini. Ve dahi yalancı siyasetçinin yaktığı mumun (veya ampulün) yatsıdan sonra bile neden sönmediğini.

Kendime ve öğretmen dostuma nasıl bir yanıt vermeliyim acaba? Devlet yazarı antik Yunan filozofu Platon, Gönüllü Kulluk Üstüne Söylev filozofu Étienne de La Boétie, Siyasette Yalan düşünürü Hannah Arendt, bugünlerin Türkiye’sini ve siyasetçilerini gördüler de mi yazdılar o eserlerini?


6 yorum:

  1. Eline sağlı, yüreğine, cesaretine sağlık. Böyle bir ortamda cesaretine hayranım. Tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  2. Emeğine kalemine sağlık teşekkür ederim yazıların seyrekleşti umarım bir rahatsızlığın yoktur arayı uzatma en iyi dileklerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim dostum. Bir rahatsızlık yok. Çok selam.

      Sil