15 Nisan 2017 Cumartesi

AŞK İÇİN SÜRÜNMEYE DEĞER Mİ?

“Aşk uğruna sürünüyor”
İnternette rastgele gezinirken rastladım bu başlık altındaki öyküye.
Sevmek, sevilmek isteyen bir İngiliz erkeği, kendine kız arkadaş bulmak için 88.5 km. dizlerinin üzerinde sürünmeye karar vermiş. Sırtında 'Beni sever misin?' yazılı bir pankart ve iplere bağlı 18 paket çikolatayla Londra'nın güneyinde sürünmeye başlamış...
Hikâyeye sempatimden, nasıl geliştiğini nasıl sonuçlandığını sorgulamadım.
Umarım, ermiştir muradına,
Erdiyse muradına biz çıkalım kerevetine...
***

Aşk için sürünmek...
Muradına erdiyse de,
Bu arkadaşın uğruna süründüğü aşk mıydı yoksa yalnızlığını giderecek  partner bulmak mıydı? Haberde tam belli değildi. Sadece partner idiyse, sürünmeden de bulabilirdi. Yollarda sürünmek yerine barlara takılması yeterliydi. Aşkı bulmak için süründüyse saygıya değerdir de...
Bulduysa asıl o zaman ebediyen sürünmeye başlamıştır sanırım.
Kim bilir şimdi ne sefil haldedir?
***

Nasıl bir aşk bulmayı umuyordu bu arkadaş?
Yusuf’u elde edemeyince, “Bana saldırdı” diyerek zindana attıran, sonra pişman olup “Hayat sözcükler kadarsa, varlığım Yusuf kadardır” dese de aşka vefasızlığını ve gadrini telafi edemeyen Saray Hanımağası Züleyha mı?
Ferhat aşkı uğruna dağı delmeye çalışırken, dağın öbür tarafında sarayda miskin miskin bekleyen Prenses Şirin mi? Düzmece haber nedeniyle Ferhat’ın intihar ettiğini öğrenince, bekleyerek aşkı yitirmenin, elden kaçırmanın acısıyla  kendisini kayalıklardan atan Şahbanu Şirin mi?
Ya da nihayet vuslat anında sihirli gelinliğin düğmelerini çözemeyince yanıp kül olan Kerem’in küllerini saçıyla toplarken kül olan Aslı mı?
İngiliz arkadaşın Mecnun olduğunu sanmıyorum ama sonunda Leyla bulduysa haline şükretsin. Kendisini Mecnun’a adayan, Mecnun kendisini çöle vurunca üzüntüden ölen Leylalar hâlâ var mı çağımızda? Ya da Leyla’nın mezarı başında "Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez / Cânânsuz cihân gerekmez" diyerek ruhunu teslim edecek Mecnunlar?!
Bunun farkında olarak süründüyse umarım aşk tanrısı yardım etmiştir.
Umarım aradığını bulmuştur, belki de belasını bulmuştur!..
İngiliz arkadaş bilmeli ki, günümüzde aşk bir masaldan, efsaneden ibaret. “Ulaşıldıkça ulaşılmaz hasret”, yakınlaştıkça uzaklaşan seraptır aşk
Günümüzde ne Mecnunlara hayat hakkı var ne de Leylalara!!!
Hakikat böyle ifade edilse de,
En evvel aşk idi...
“Ben sana hep üşüyordum…
Çünkü kıştım, nakıştım, bakıştım..
İnkar etmiyorum da bunu..
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.”
( Özdemir Asaf)

Aşıklara maşuklara çok selam sevgiyle...

2 yorum: