CORONA İLE MÜCADELE BAHANE
FELAKETİ FIRSATA ÇEVİRME ŞAHANE
Coronavirüs olarak adlandırılan Covid19, dünya çapında salgın haline geldi.
Aralık ayında Çin’de ortaya çıktığında Türkiye’de “Çin bize uzak, zaten bize bir şey olmaz” vurdumduymazlığı egemendi. Hatta, iktidar mahallesinde “Corona, Doğu Türkistan’da uyguladığı zulme karşı (evliyaların bedduası üzerine) Allah’ın Çin’e verdiği ceza” palavraları hayli revaçtaydı.
Corona salgını Şubat ayı ortasında komşumuz İran’da ve çok yakın turizm ve ticaret partnerimiz İtalya’da felaket boyutuna vardığında bile AKP iktidarı akıl dışı bağnazlığı ve vurdumduymazlığı terk etmiş değildi. Bu iki ülkeyle uçuşlar nihayet 29 Şubat’ta durduruldu. Suudi Arabistan önlem olarak Kabe’yi kapattığı halde, Türkiye'de iktidar umre yolcularına kısıtlama getirmiş değildi. İran ve İtalya’dan sonra coronanın en çok etkili olduğu İspanya ve diğer 8 Avrupa ülkesi ile uçuşlar da 13 Mart’ta durduruldu. Coronanın İran ve İtalya’da felaket boyutuna vardığı Şubat ortasından 13 Mart’a kadar geçen sürede Türkiye’ye 2 milyon dolayında kişinin girdiği tahmin ediliyor. O tarihe kadar corona adeta FETÖ gibiydi. FETÖ siyasetin her kurumuna sızmış AKP’ye sızamamış ya, bütün komşu ülkeleri esir almış bir tek Türkiye’ye girememiş gibi bir şeydi yani.
Nihayet ayaklar suya erdi. Önlem almakta bir aylık gecikmenin bize nasıl bir fatura çıkartacağını bilemiyoruz. Gecikerek de olsa virüsün Türkiye’yi etkisi altına aldığı kabul edildi, okullar tatile sokuldu, başta eğlence mekânları olmak üzere umuma açık yerler kapatıldı, yurttaşlar kendiliklerinden sosyal aktivitelerini kısıtlayıp gönüllü ev hapsine girdiler. İktidar da nihayet corona ile mücadele eylem planını açıkladı.
***
Peki iktidarın açıkladığı eylem planına güveniyor muyuz?
Eylem planının kararlaştırılıp açıklandığı toplantının katılımcı listesi bile iktidara ne kadar güvenilebileceği sorusunun yanıtı niteliğinde.
AKP Genel Başkanı başkanlığındaki Corona İle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı’nda
Bakanlar,
Patron kuruluşlarının temsilcileri,
Kamu bankalarının yöneticileri,
AKP genel merkez yöneticileri ve grup başkanvekilleri,
HAK-İŞ ve MEMUR-SEN başkanları,
Diyanet İşleri Başkanı,
Barolar Birliği Başkanı,
Hatta Jöleli Yiğit bile var.
Sağlık meslek kuruluşlarından,
Türk Tabipler Birliği’nden, Türk Eczacılar Birliği’nden kimse yok.
Oysa bugünler partizanlıktan, kutuplaşmadan uzak durulması gereken günler olmalı değil mi?
***
AKP Genel Başkanı, ekonomi düzleminde alınan kararları açıklarken de 1400 yıl önceki tavsiyelerden, hadislerden, beş vakit abdest almanın öneminden söz ediyor ve nihayetinde Allah’ın takdirinden kaçılamayacağını vurguluyordu.
Alınan kararlar da özetle şöyle:
Toplam 10 sektörde SGK primleri, kdv ve muhtasar 6 ay ertelendi.
Otel konaklama vergisi altı ay ertelendi.
Firmaların ve esnafın kredi borç ve faizleri üç ay ertelendi.
KOBİ’lere kur garantili kredi limiti 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkartıldı.
Uçak yolculuklarında kdv yüzde 18’den 1’e düşürüldü.
İhracatçıya stok finansmanı desteği sağlanacak.
Değeri 500 bin liranın altındaki konutlarda kredilendirilebilir miktar yüzde 80'den 90'a çıkartılacak.
Asgari ücret desteği sürecek.
En düşük emekli aylığı 1500 lira olacak.
Emeklilerin bayram ikramiyesi Nisan ayında ödenecek.
80 yaş üstü yaşlılara evde sağlık hizmeti sunulacak.
65 yaş üstü yurttaşlara kolonya ve maske dağıtılacak.
Bütün bu önlemler için 100 milyar liralık kaynak ayrılacak.
***
Tek cümleyle, emekçiyi, işsizi, yoksulu kayırmak yerine sermayeyi kayıran bir program. Coronaya karşı yüzlerce milyar dolarlık önlem paketi açıklayan ülkelerde zor duruma düşen şirketlerin finansman sıkıntılarına çözümün yanı sıra halkın elektrik, su ve doğalgaz faturaları için de kolaylık sağlanıyor. Türkiye’de sadece sermaye kayırılıyor, yaşlılara kolonya ve maske ile sosyal denge sağlanıyor(!). Zaten 4 milyon 500 bini aşmış işsizler ordusuna katılacak yeni neferler için sadaka bile yok. Özetle, Corona ile mücadele bahane, felaketi fırsata çevirme şahane yani. Nitekim AKP Genel Başkanı kararları açıklarken, sermayenin şemsiye örgütünün başkanına “Neşen yerinde!” diye takılmaktan kendini alamadı.
Programın finansmanı için öngörülen 100 milyar liralık kaynak da yine dolaylı dolaysız vergilerle emekçilerin kesesinden karşılanacak. Çünkü, ekonomi zaten batık, damat yönetimindeki hazine tam takır.
Peki ne yapmalı?
Yakın gelecekte emekçiler lehine bir yanıtın hayatta karşılığı yok.
Onun yerine Reis “Ay’a dört şeritli otoyol yapacağız” dese inanacak yüzde 40’lık devasa bir kitle var.
Ne yapmalı sorusunun yanıtını aramaya devam edelim.
Bu aşamada temenni edelim ki, corona vakasında Türkiye, İtalya ve İran’ın durumuna düşmesin.
Teşekkür ederim kalemine emeğine sağlık sevgiler
YanıtlaSil