26 Temmuz 2023 Çarşamba

HALKÇI HAYAL KIRIKLIĞI

Ayağın kayıp düşmeyegör ya da düşenin dostu olmazmış. Gelen vurur giden vurur.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mayıs 2023 seçimi sonrasında düştüğü durum o hesap. CHP Genel Başkanı olarak 13 yılda çok seçim kaybetti ama hiçbirinde Mayıs 2023 seçimi sonrasındaki duruma düşmedi. “Ekmek için Ekmeleddin”, “Gel Bakalım Muharrem” fiyaskolarında bile parti içi iktidarına ciddi itirazla karşılaşmadı. 

Mayıs 2023 seçimleri sonrasında içine düştüğü durum öncekilerden çok çok farklı. En başta onca yıldır etrafında bulundurduğu ekibi tarafından terk edildi. Zoomgate videosuyla anlaşıldı ki, kurultaylarda “çekirdek kadro” diye parti yönetimine ve TBMM’ye milletvekili seçtirdiği sırtlanlar çetesi, yenilgiden hemen sonra Kılıçdaroğlu’nun başını koparmaya çalışmaktadırlar... 

Dost bildikleri tarafından çelmelenmek... Kemal Kılıçdaroğlu kim bilir ne acı bir hayal kırıklığı yaşamaktadır.

***

CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”, “şerefsiz”, “onursuz”, “hain” diyen bile var… 

Tersi olsaydı, seçimi Kılıçdaroğlu kazansaydı yani, aynı sırtlanlar çetesi ve yazarlar hiç kuşkusuz Bay Kemal’i kahraman ilan eder, heykelinin dikilmesi için kampanya açarlardı.

Burjuva siyasetinde ve medyasında bu işler hep böyle oluyor. Başarının sahip çıkanı, anası babası çoktur ama başarısızlık cami avlusuna bırakılan piç gibidir. Onca yılın hayat ve siyaset deneyimine sahip Kılıçdaroğlu siyasetin bu çirkinliğini bilmiyor olamaz sanırım.

Kılıçdaroğlu’na edilen hakaretler o raddeye vardı ki, iktidar yozdaşı medyanın yazarları bile hakaretleri kınamaya başladılar. Kılıçdaroğlu da belediye başkanları toplantısında, “Köşe yazarları üzerinden parti içi meseleler tartışılıyor. Ben kimin, nereden, ne kadar maaş aldığını biliyorum” demiş. Doğru ise, gerçekten vahim; iktidar şakşakçısı yozdaş medyanın laciverti gibi gayrimeşru bir ilişkinin işaretidir. Burjuva muhalefetin yozdaş medyası diyelim.

***

Naçizane ben, müstahak olmasa da, Kılıçdaroğlu’nun bu akıbeti (Mayıs 2023 seçiminin ardından günah keçisi niyetine kurban edilmeyi) hak ettiği kanısındayım. Şöyle anlatayım:

Deniz Baykal’ın alaturka kaset operasyonuyla sahne dışına itilip yerine Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı seçildiği kurultayın hemen ardından “Halkçı hayal kırıklığı” başlığıyla yazmıştım (31 Mayıs 2010). Özetle şu hususları vurgulamıştım. 

Kamuoyunda sol parti bilinse de CHP “sol”, “sosyal demokrat” değerlerin partisi değildir. Orta sınıf partisi olarak CHP’nin 1960’larda 70’lerde iğreti olarak edindiği sol değerler Baykal döneminde tamamen törpülendi, parti değişime ve örgütsel demokrasiye kapalı statüko kalesi haline geldi. Baykal’ın miskin tembel ruhani liderliği CHP’yi örgüt içi demokrasiden yoksun bıraktığı gibi, kendisine oy veren sol kitleyi de iktidarsızlığa mahkûm etti. Baykal’ın yerine Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesiyle sol kitle için toparlanma ve iktidar umudu tomurcuklandı. Rahşan Ecevit bile 30 yıl önce terk ettiği partiye döndü, Bülent Ecevit’i de getirdiğini söyledi. Ancak, Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşması ve parti yönetimi için çıkardığı liste gösteriyor ki, CHP’nin yönetiminde zihniyetinde, sol tabanın beklentisini karşılayacak bir değişim olmayacak. Baykal’ın gitmesi dışında değişiklik yok, CHP hamamında sadece tellaklar değişti. Kılıçdaroğlu da popülist halkçılık dışında en az Baykal kadar statükocudur; Kürt, Alevi, azınlıklar, Ergenekon sorunlarında Baykal’ın milim solunda değildir. Kurultay konuşması sıradan, eklektik, popülist ve biraz da demagoji yüklü olduğu gibi parti yönetimi için hazırladığı liste ahbap çavuş topluluğudur. Parti yönetimine seçtirdiği kimileri değil sosyal demokrat, adam bile değildir. 

Parti içi demokrasiyi, o demokrasiyi bizzat katleden kişinin önderliğiyle, 

Kürt sorununa ilişkin politikayı, devşirme gazetecinin telkinleriyle,

Emek politikasını, yönettiği sendikayı sağcılara teslim eden sendika ağasının yaklaşımlarıyla,

Yargı sorunlarını Ergenekon avukatının kafasıyla,

Medya politikalarını orduyu demokrasinin deniz feneri olarak gören akademisyenin vizyonuyla, 

Anayasal sorunları DP liderliğine yakıştırılan hukukçunun zihniyetiyle belirleyecekse,

Partinin solcu tabanı, Ecevit’ten sonra bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacak demektir. 

* * *

Ben demiştim” bilgiçliği sayılırsa sayılsın, Kılıçdaroğlu’nun CHP liderliği aynen yazdığım gibi oldu. Partinin solcu tabanı Ecevit’ten sonra bu kez Kılıçdaroğlu tarafından defalarca hayal kırıklığına uğratıldı. Kaç seçime girdi çıktı saymadım, Kılıçdaroğlu, 2019 belediye seçimi dışında hepsinde yenildi. Oysa kişilik karakter olarak yenilgiye müstahak bir siyasetçi değil Bay Kemal. 

Son seçimde adaylığına itiraz eden İYİ Parti’li Cihan Paçacı’nın bile kabul ettiği üzere “Sokakta Kemal Bey’e itiraz görüyoruz, 'dürüst değil mi?' diye soruyoruz, 'dürüst' diyorlar. 'Devlet tecrübesi yok mu?' diyoruz 'var' diyorlar. 'E o zaman?' 'Ama olmaz…' Sokaktaki bu itirazı İYİ Parti olarak görmezden gelemeyiz."

Yani, en kaba sağcı siyasetçilerin bile kabul ettikleri üzere, temiz, dürüst, lekesiz, çelebi mizaçlı bir insan Kemal Kılıçdaroğlu. Mayıs 2023 seçimlerinde (bence) çok iyi çaba gösterdi, toplumun her kesiminden oy alabilecek bir profil oluşturdu. Ama otokrasinin kanunlarına yenik düştü, kazanamadı. Belki de aslında kazandı. Seçmen listeleri ve seçim kurulları ne kadar düzgün? Ne kadar hayalet ve ithal seçmen var? Bilinmiyor. CHP örgütü ve Millet İttifakı üyesi öteki parti örgütleri ne kadar çalıştılar, bilinmiyor? Buna karşın otokrasiye karşı yüzde 48 oy. Asla küçümsenmemeli ama kazanamadı işte.

Yazık oldu Bay Kemal’e. Müstahak değildi böyle bir yenilgiye. Kabul eder mi bilemem, kendi elleriyle hazırladı bu yenilgiyi. CHP genel başkanı olarak 13 yıl boyunca partiyi sola taşımak yerine, Deniz Baykal’ın bile cesaret edemediği kadar sağa taşıdı, etrafına hep sağcıları, sosyal demokrasi tüccarı sırtlanları topladı. Partinin söylemini modern laik hukuk terimleri yerine helalleşme ve kul hakkı gibi şeriat terimlerine dayandırdı, CHP’nin kurucu ilkelerini silikleştirdi. Şimdi “güvenli bir liman” diyor; ama rotası yine sağa. Bunca yıldır genel başkan ama örgüt içi demokrasiyi ve yönetime katılımı sağlayacak tüzük değişikliğini gerçekleştirememiş... Aklıma bir tek, Alevi Bektaşi Kızılbaş tarihinde Sersem Ali Çelebi geliyor. Oysa ülke yeterince sağduyulu, eksik olan solduyu! Sersem Ali Çelebi’lerden çekilen yetsin gayri. Kılıçdaroğlu suçlanacaksa, Mayıs 2023 seçimlerini yitirdiği için değil, CHP’yi hep sağa hep sağa çektiği için suçlanmalı.

Bu yazının son sözü yerine,

CHP Tayyip’in laciverti imamın oğlu ile değişecekse hiç değişmesin daha iyi!

Bu arada, sosyalist bir yurttaş olarak, burjuva muhalefet partisinin iç iktidar sorunları beni niye bu kadar ilgilendiriyor ki? 


2 yorum:

  1. Emeğine sağlık teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  2. Emeklerinize yüreklerimize sağlık.
    Kadro ve Kılıçdaroğluna yön verenler..

    YanıtlaSil