İbnü’l Sallama Hükümran Beyefendi’ye VEKÂLETEN,
Ya eyyühellezine âmenû,
Cumanız hayırlı olsun!
AK oylarınızla günahına sevabına ortak olduğunuz iktidar içkiyi
yasakladıkça, içki fiyatlarına zam yaptıkça olan içkiseverlere, daha acısı da gariban
akşamcıya oluyor.
Hani Recep Tayyip Han memlekette içkiyi tümden yasaklamak için
referanduma gideceğini söylüyordu ya. Referanduma filan gerek kalmadı. Tayyip
Han’ın devri iktidarında değil içki satış ruhsatı alabilmek, içki içilebilecek yer
kalmadı nerdeyse. Kamu kurumlarının misafirhane ve restoranlarında,
belediyelerin ve üniversitelerin sosyal tesislerinde, öğretmenevlerinde içki
yasak.
Mesela bir yaz günü Giresun kalesinin sosyal tesislerine yolunuz
düşüyor. Bir şişe bira eşliğinde eşsiz manzaranın keyfini çıkarmak
istiyorsunuz. Olmuyor. Neden? İçki yasak...
İmam yellenirse cemaat altına edermiş ya. Baş imam içkiyi yasakladıkça,
durumdan vazife çıkartan yardımcı imamlar da içki dostlarına dünyayı dar
ediyorlar. Sanat galerileri ve resitaller, “İçki içiliyor” diye basılıyor.
Bozcaada Belediyesi’nin Şarap Tadım Günleri ve kimi belediyelerin bira
festivalleri artık yapılamıyor. Kalecik’teki şarap festivali yerini üzüm
festivaline bıraktı. Marketlerin yılbaşı sepetlerinde artık içkiye yer yok.
Nihayet, Adana Valisi de, her yıl 20 bin dolayında içki dostunun katıldığı Rakı
Festivali’ni yasakladı...
***
Ya eyyühel ihvan,
Bunca yasak ve zamların sonunda ne oluyor, biliyor musunuz? Hadi, günün
stresini bir iki kadeh içkiyle hafifletmek isteyen içkiseverleri bir kenara
bırakalım, olan akşamcıya oluyor. Yasağın ve zammın hortlattığı sahte rakıya
kurban giden akşamcının haddi hesabı yok. Sadece İstanbul’da 25 kadar
akşamcının sahte rakıya kurban gittiği söyleniyor.
Memnun musunuz eserinizden? Çok mu sevap kazandınız yasaklarınızla,
zamlarınızla, bu yobazlığa verdiğiniz AK oylarınızla?
Hem size ne kimin ne yiyip içeceğinden? Başkalarına vasilik etme, onların
yaşam tarzını sorgulama ve kısıtlama hakkını nereden alıyorsunuz? İnancınıza
göre içki yasaksa siz içmeyin ihvan, başkasına ne karışıyorsunuz?
Ha, içki haram, öyle mi? İnancınızın içkiyi kesin olarak yasakladığından
emin misiniz?
Hemen, “Ey iman edenler! İçki,
kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan
kaçının ki kurtuluşa eresiniz.” (Sofra 90) ayetini hatırlatmayın. Siz o
ayeti hatırlatırsanız, İbnü’l Sallama Hükümran Beyefendi de “Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve
üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını
kullanan bir toplum için ibret vardır” (Bal arısı, 67) ayetini hatırlatır.
Aklınızı kullanıp ibret almadınız mı? O halde, “Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, namaza yaklaşmayın”
(Kadınlar, 43) ayetinden ibret alın bari. Yani, “zinhar içmeyin” diye kesin bir emir yok, sarhoşluk geçince namaz
kılınması yolunda tavsiye var.
Hem sizler, ecdat bellediğiniz padişahlardan halifelerden daha mı iyi
biliyorsunuz? İbnü’l Sallama Hükümran Beyefendi hatırlatır ki, içki içmeyen
padişah yok gibidir. Yıldırım Bayezid içkiye düşkün idi. Kanuni Sultan
Süleyman’ın da bir dönem içkiye düşkünlüğü vardı. Kanuni’nin oğlu II. Selim’in
adı “sarhoş”a çıkmıştı. IV. Murat
içkiye düşkünlüğünden genç yaşta vefat etti. Her iki Mahmud’un ayık gezdikleri
vaki değildi. Abdülmecit ise resmen “alkolik”
idi...
Bunları biliyor ve ibret almıyorsanız, en hafif deyişle ayıp!
***
Ya eyyühellezine âmenû,
Elbette bunları biliyorsunuz da, içkiseverlere zulmetmekten geri
kalmıyorsunuz. Çünkü, demokrat değilsiniz, laikliği içki içmekten ibaret sayan
generalden farkınız yok. Aynı soydan geliyorsunuz, başkalarının da kendiniz
gibi bir hayat sürmesini istiyorsunuz. Bunun için de, sizi doğruladığını
zannettiğiniz bir ayetin yanı sıra, içkinin bütün kötülüklerin anası olduğu
yolundaki gerçekliği tartışmalı hadislere sığınıyorsunuz.
Bütün kötülüklerin anasının içki olduğundan emin misiniz?
Eminseniz, İbnü’l Sallama Hükümran Beyefendi der ki, içki içenler hiçbir
zaman ve yerde insanlık için aşırı dinciler ve yobazlar kadar zararlı
olmadılar.
Görmüyor musunuz, Irak ve Suriye’de tekbir getirerek insan boğazlayan
katiller, kadınları ve çocukları esir pazarlarında satan “mücahitler” içki
içmiyorlar.
Suruç’ta gençleri, Ankara Gar Meydanı’nda solcuları Alevileri Kürtleri katledenler,
Sivas Madımak’ta sanatçıları yazarları yakanlar da içki içmiyorlardı.
İkinci Cihan Harbi’nde dünyayı kana bulayan Hitler, içkinin damlasını
ağzına koymuyordu.
Hatırlatmalı ki, rüşvet ve yolsuzluk parasıyla evinde dolar tepesi
kuran, ayakkabı kutularında dolar istifleyen zekât hırsızları da içki
içmiyorlar.
Elinizi vicdanınıza koyun söyleyin, kim daha kötü ve zararlı? Onlar mı,
yoksa akşamları kimseye zarar vermeden iki kadeh içenler mi?
Elinizi vicdanınıza koyun söyleyin, eleştirilemez ve sorgulanamaz
inançların egemen olup refah ve saadete erişmiş bir tek ülke var mı?
Elinizi vicdanınıza koyup fikreyleyin, İslam dünyası neden derin bir
zillet, cehalet, yoksulluk ve sefalet içinde kıvranıyor?
İçki düşmanlığının ardında, hırsızlığı yolsuzluğu zorbalığı dikkatlerden
uzak tutma niyeti olabilir mi?
Sahi ey iman edenler, içkiye karşı çıktığınız kadar neden rüşvete,
yolsuzluğa, zekât hırsızlığına, zorbalığa adaletsizliğe karşı çıkmıyorsunuz?
Sizler bu sorulara yanıt arayadurun, Daryush Shayegan’ın “Yaralı
Bilinç” adlı kitabındaki anekdot
Cuma hediyemiz olsun.
Cumanız hayırlı olsun!
Selam ve dua ile.
Hırsızların hükümette olduğu ülke
Yıllarca ülkesinden uzak kalmış
İranlı ülkesine döndüğünde,
havaalanından evine gitmek için taksiye biner... Yolda şoföre ilk
tütüncüde durmasını söyler. Taksici, “Tütüncüde
ne yapacaksınız beyim?” diye sorar.
- Sigara alacağım...
- Sigarayı artık camide
satıyorlar beyim.
- Camide mi? Yahu cami Allah’ın
evidir, oraya ibadet etmeye gidilmez mi?
- Hayır beyim hayır! İbadet etmek
için artık üniversiteye gidiliyor.
- Allah allah! Peki o zaman
öğrenim nerede yapılıyor?
- Öğrenim hapiste yapılıyor
beyim.
- Hapiste hırsızlar yok mu?
- Hırsızlar artık hükümette
beyim...
Yanlış anlaşılmasın. Anekdot
İran’da geçiyor.
Orası İran, burası Türkiye!
Not: Karikatür Latif Demirci'nindir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder