İbnü’l Sallama Hükümran Efendi’ye
VEKÂLETEN,
Euzübillahimineşşeytanirracim,
Bismillahirrahmanirrahim,
Ya eyyühellezine âmenû,
Ya eyyühel kâfirun,
Hırsızların zalimlerin,
arsızların nursuzların, yalancıların sahtekârların istibdadı altında bayram
yapmaya içiniz elveriyorsa, mübarek olsun, kutlu olsun!
Bunlara inat ‘Bayram sevincinden geri durmamalı, bayramı
zalimlere bırakmamalı’ diyorsanız, daha da kutlu ve mübarek olsun, âmin!
Çok şükür kalem ve kelam orucumuz
sona erdi. Orucumuzun sona ermesinde, en çok böyle zamanlarda, yani sosyal
felaket ve acıların yoğunlaştığı günlerde yazmak lazım geldiğini söyleyen dost
ve ihvanın telkinleri etkili oldu. Cümlesinden Hakk razı olsun! Yazmaya devam.
Haydi Bismillah!
***
Ya eyyühel ihvan,
Euzübillahimineşşeytanirracim
demek, “Şeytanın şerrinden Allah’a
sığınırım” demektir.
Bismillahirrahmanirrahim veya
kısaca Bismillah demek de, “Rahman ve Rahîm
olan Allah adıyla” demektir.
Euzü-besmele Kur’an’ın parola ve
işaretidir. Euzü-besmele çekmek,
Kur’an’a uygun hayatın kapısını aralamak demektir. Euzü-besmele çeken kişi,
Şeytan’ın şerrine ve iğvasına karşı Allah’a sığınmış, giriştiği işte Allah’ın
yardımını istemiş olur.
Mümin
kişi, euzü-besmele çekmeden hiçbir işe girişmez, herhangi bir davranışta
bulunmaz. Öyle ki, ayak yoluna bile euzü-besmele çekerek gider, “Pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım”
diye dua ederek sağ ayağıyla helaya adımını atar, ayakta işemez, çömelerek
def’i hâcet eyler, istibra esnasında sol eliyle taharetlenir ve sağ ayakla
heladan çıkar...
Elbette bunları biliyorsunuz, euzü-besmele çekmeden hiçbir işe
girişmiyorsunuz, helaya bile girmiyorsunuz. Yine de hatırlatmakta fayda var. Şu
günlerde şahit olduğumuz bir hadise de, euzü-besmele’nin hikmetini
hatırlatmamıza vesile oldu.
Malum, asri firavunun entrikası
ve zorlamasıyla tekrar seçim sathı mailindeyiz. Nasipse, 1 Kasım günü tekrar oy
kullanacağız. Sandığa gitmemize sayılı günler kala, Tağuti düzenin partileri, bir
kere daha seçmenlerin gönlünü kazanma derdindeler. Seçmenin aklını çelmek, kalbinde
kulağında yer edinebilmek için şarkı türkü de söylüyorlar.
Matbuat haberlerine göre, şeytani
düzenin partilerinden biri, propaganda için “Haydi Bismillah” isimli bir klip hazırlamış. Gel gör ki, klip yasaklanmış.
Yasağın gerekçesi, propaganda yapılırken Türk Bayrağı ve dini ibarelerin
kullanılamayacağına dair kanun maddesi. Parti yetkilileri şaşkın ve üzgün
görünüyorlar, “Seçimde besmele çekmek
yasaklandı ama her işimize ve seçim kampanyamıza ‘Haydi Bismillah’ diyerek
başlayacağız” diyorlar.
***
Ne kadar üzülseler ne kadar feveran
etseler yeridir. Onlar üzülmesin de kimler üzülsün! Onlar feveran etmesin de
kimler etsin!
Düşünsenize, yalanlar, yasaklar
ve yolsuzluklarla mücadele vaadiyle iktidara geldikten sonra yalan üstüne yalan
söylerken, yasak üstüne yasak koyarken, Kürt meselesini Alevi meselesini, azınlıklar
meselesini çözme vaadiyle milleti kandırırken, Bismillah çekip ‘Allah utandırmasın’ diyerek yola
çıkmışlardı.
Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele
etmek yerine hırsız patronlarla birlikte milletin damına koyarken, “Selamünaleyküm” dedikten sonra “Haydi Bismillah” deyip işe
koyulmuşlardı.
Evde yığdıkları dolar tepeciği,
ayakkabı kutularına istif ettikleri dolar desteleri aşikâr olduğunda da
birbirlerine selam verip “Haydi Bismillah”
deyip sıfırlamaya başlamışlardı.
Kendi ifadeleriyle “Orospu ile memurun bahşişini” peşin
verirken, hırsızları mahkemeden kaçırırken de selam verip selam alıyorlar, “Haydi Bismillah” diyorlardı.
“Haydi Bismillah” diyerek ne günahlara girmediler ki! Çok günah
işlediler ama hiçbirinde “Bre aman, bu ne menem iştir? Müslüman yalan söyler
mi, milleti aldatır mı, hırsızlara kol kanat gerer mi, ayrımcılık yapar mı, yasak
koyar mı, zorbalığa başvurur mu, siz ne menem Müslümansınız?” diye esaslı
bir şekilde sorgulanmadılar, esaslı bir seçmen sopası yemediler. Her defasında,
günahlarına ortak olan milyonlarca seçmene güvenerek günah işlemeye devam
ettiler. Şimdi “Haydi Bismillah”
klibi yasaklanınca şaşırmış üzülmüş görünüyorlar.
Aslında şaşırdıkları üzüldükleri
yok. Üzülmeleri öyle görünme ihtiyacından. “Haydi Bismillah” klibinin yasaklanmasına üzülmek şöyle dursun, istismar
edecekleri taze bir mağduriyet konusu çıktı diye içten içe seviniyorlar,
sinekten yağ çıkarıyorlar. Yarın öbür gün memleket büsbütün seçim havasına
girdiğinde, her mitinge her propagandaya “Haydi
Bismillah” diyerek başlayıp yiğitlik gösterisi yapacaklar, erzak ve kömür
paketlerine muhtaç tuttukları seçmenlerin oylarını toplayıp günahlarına günah
eklemeye devam edecekler.
İbnü’l Sallama’nın diyeceği odur
ki, mesele şeytanî düzenin ak bekçilerinin bismillah çekip çekememeleri değil,
bismillah çektiklerinde peşlerine düşen, bir daha bir daha düşmeye hazır, mabat
kılı olmayı onur sayacak kertede zillete düşmüş yoksul seçmenlerin varlığıdır.
Onlar ki, askere gönderdikleri
çocukları “şehit” olup gelir; lakin
kendi çocuğunu askere göndermeyen, göndermediği gibi bir de şehit cenazelerinde
“Ne mutlu ki şehit olmuş” diyebilen
liderlerinin “Şehitler Ölmez”
mitinginde bayrak sallarlar.
Onlar ki, bunca soygun ve
yağmaya, bunca sefalet ve zillete, bunca talana ve yalana gözleri kapalıdır; her
ağzı besmeleliyi her alnı secdeliyi iyilik meleği sanıp iğvalarını idrak
etmezler. Nazım’ın söylemeye dili varmaz ama, sefalet ve zillet, yağma talan ve
yalan hâlâ sürüyorsa, kabahatin çoğu onlarındır.
Onlar ve tapındıkları liderleri,
“Yalana çok kulak verirler ve çok haram
yerler.” (Maide/42)
Onların ve tapındıkları asri firavunun
şerrinden Hakk saklasın, âmin!
Selam ve dua ile!
Eline, emeğine, yüreğine sağlık Rahmi abi
YanıtlaSil