FALA İNANMA FALSIZ DA KALMA!
Fala inanma falsız da kalma
atasözünün anlamı belli. Fala inanmak doğru değildir, aslı yoktur. Yine de
insan gelecekle ilgili umut verici, güzel sözler duymaktan hoşlanır...
Geleceğe ilişkin merak ve umut
verici sözler duyma isteği, insanlık tarihi kadar eski. Böyle olunca da, fal ve
falcılar toplumsal hayatın vazgeçilmez parçası olmuş. Tarih boyunca yüzlerce
fal yöntemi olagelmiş. Keldaniler, kurban edilen hayvanın karaciğerine bakıp geleceği
okumaya çalışmışlar. Eski Yunanlılar ve Etrüskler, herkesi ilgilendiren önemli
bir karar öncesinde hayvan (genellikle koyun) kesip bağırsaklarına bakarlar,
bağırsaklarda gördüklerine göre karar verirlermiş. Eski Germenler bağırsak yerine kafatasını tercih etmişler; genellikle
eşeğin kafatasını kesip ateşe atmışlar, kafatası yanarken çıkan çıtırtılara
anlam yüklemişler. Doğrudan insan kurban ederek fal baktıranlar bile olmuş
tarihte. Roma imparatoru Neron döneminde kurban edilen kadın veya erkeğin
bağırsaklarına bakarak geleceğe ilişkin yorum ve tahminler yapılmış.
Dediğimiz gibi tarih boyunca yüzlerce fal yöntemi uygulanmış. Günümüzde
de insanlar fal bakmadan baktırmadan edemiyorlar. Kahve falı, iskambil falı,
yıldız falı, papatya falı, el falı ilk akla gelenler. Tabii fal, umut
verici güzel sözler duymak isteyen kişiyi rahatlatma etkinliği olabildiği gibi,
uyanık ve üçkâğıtçıların saf ve ahmak kişileri aldatma dolandırma yöntemi de
olabiliyor.
***
ALDATMA YANILTMA PRATİĞİ OLARAK ANKETLER
Anketçiler alınmasınlar ama
günümüzde anketler de kamuoyunu yönlendirme, hatta aldatma ve dolandırma
yöntemi olarak itibarsızlaştı, inandırıcılığını yitirdi. Yine de fala inanma
falsız da kalma atasözüne koşut olarak, özellikle siyaset erbabı anketsiz
yapamıyor.
Aslında dürüst yapılırsa, anketçi
deyişiyle örneklem doğru seçilirse, sorular doğru sorulursa, faldan farklı
olarak anket doğruyu söyler. Ancak ülkemizde pek çok şey gibi medya ve anketler
de kamuoyunun nabzını dürüstçe ölçme yerine siyasal pazarlama, aldatma ve yanıltma
aracı olarak kullanılıyor. Ülkemizde kamuoyu araştırmalarının 70 yıla yaklaşan
tarihinde anketlerin manipülasyon ve yanıltma aracı kullanıldıklarının nice
örneklerine rastlandı; 24 Haziran 2018 seçimlerine ilişkin anketlerin ne ölçüde
aldatıcı ve yanıltıcı oldukları da en geç iki gün içinde görülecek.
Örneğin, 1989 yerel seçiminde
anket şirketleri Türkiye genelinde ANAP’ı, İstanbul’da da Bedrettin Dalan’ı ilk
sırada gösterdiler. Sandıklar açıldığında ANAP yüzde 21,75 ile üçüncü sırada
çıkmış, İstanbul’da ise SHP adayı Nurettin Sözen kazanmıştı. Seçimin sonucunu
bir tek YÖNEYLEM adlı şirket bildi diye anımsıyorum.
1994 yerel seçiminde de
İstanbul’da Zülfü Livaneli’yi ilk sırada göstermeyen anket şirketi yok gibiydi;
kazanan Recep Tayyip Erdoğan olmuştu.
Türkiye anket tarihinin “en
güvenilir kuruluşu” olarak parlatılan KONDA, 2004 yerel seçiminde AKP’yi yüzde
58’de göstermiş, Hürriyet gazetesi
buna dayanarak “MENDERES’İN REKORUNU KIRACAK” başlığıyla AKP’ye gülücük
atmıştı. Sandıktan AKP’ye yüzde 41 oy çıkmış, KONDA tam 17 puan yanılmıştı.
KONDA 1 Kasım 2015 seçiminde de
yanıldı, yanılttı. AKP’yi yüzde 41 olarak gösteriyordu, sandıkta AKP’ye yüzde
49,5 oy çıktı.
Adı çok geçen şirketlerden
SONAR’ın kariyerinde yanılmadığı seçim yok gibi.
2009 yerel seçimlerde Sonar’ın
tahmini yüzde 32, AKP’nin oyu yüzde 39
2010 Referandumunda Sonar’ın
"evet" tahmini yüzde 49.8, gerçek sonuç yüzde 58 evet.
2011 genel seçimlerinde Sonar’ın
tahmini AKP yüzde 31, sonuç AKP yüzde 49,7.
2014 yerel seçimlerinde Sonar’ın
tahmini AKP yüzde 40, sonuç AKP yüzde 46
2014 Cumhurbaşkanı seçimlerinde
Sonar’ın Erdoğan tahmini 45, sonuç Erdoğan 52.
AKP’nin yüzde 49,5 oy aldığı 1
Kasım 2015’te yanıltmayan anket şirketi yok gibiydi. AKP için SONAR 8, ORC,
METROPOL, ANDY-AR ve GEZİCİ 6, MAK 5 puan yanılmışlardı.
16 Nisan 2017 referandumunun
yanıltma şampiyonu Adil Gür’ün A&G’si idi; yüzde 60’ın üzerinde evet
çıkacağını iddia ediyordu. Bugünün Cumhur İttifakı, referandumu mühürsüz
oylarla yüzde 51 ancak kazanmıştı.
***
Şimdi sırada 24 Haziran seçimleri
var. Hem cumhurbaşkanı seçeceğiz hem de milletvekillerini. Cumhurbaşkanı
seçiminin en güçlü adayı malum, Recep Tayyip Erdoğan. Anket kuruluşlarının
tahminlerinde oy oranı yüzde 38 ile 55 arasında değişiyor. Yani arada 17 puan
kadar fark var. Keza Muharrem İnce’yi partisinin kemikleşmiş oy oranı olan
yüzde 25’in altında gösteren anketler bile var.
“En güvenilir anket kuruluşu”
KONDA’ya göre, Tayyip Erdoğan yüzde 51,9 oy oranıyla ilk turda seçilecek,
Meclis’te de Cumhur İttifakı çoğunluğu sağlayacak.
Anket şirketlerinin çoğunda ise, Erdoğan
ve Cumhur İttifakı yüzde 40’larda, örneğin 44, 46, 48 gibi oranlarda
gösteriliyor. Yani “temkinli” davranan anket şirketlerine göre, seçimler ilk
turda bitmeyecek; ikinci turda Erdoğan ile Muharrem İnce yarışacak. Meclis’te
de (HDP’nin barajı geçmesine bağlı olarak) Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu
yitirmesi çok yüksek olasılık.
***
CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ İKİNCİ TURA KALIR
Peki bu anketlere ne kadar
güvenilir?
Ne kadar güvenilebileceği,
yukarıdaki yanıltma aldatma verilerinde aşikârdır.
Naçizane derim ki, toplam seçmen
sayısı 59 milyon 400 bin. Geçerli oy sayısı tahminen 50 milyon kadar olur. Bir
adayın Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için geçerli oyların yarısından fazlasını,
yani en az 25 milyon oy alması gerekiyor.
Gerçek kamuoyu yoklaması geçen
yıl referandumda yapıldı. Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin toplam oyu,
mühürsüzlerle birlikte 25 milyon idi.
Aradan geçen bir yılda, Cumhur
İttifakı’nın toplam oyunu artıracak bir ekonomik siyasi başarı görünmedi.
Tersine, ekonomide faturası çok ağır bir krizin yaşanmakta olduğunu iktidar
sözcüleri de gizleyemiyorlar. Dış politikada kayda değer bir başarı yok. Siyasi
hayatta da ayrımcılığın, faşizan uygulamaların, mahkemelerin hak arama kapısı
olmaktan çıkmasının, Kürtler ve Aleviler üzerindeki baskının sandığa
yansıyacağı kuşkusuzdur.
Dolayısıyla, bugün Cumhur
İttifakı’nı yüzde 55’lerde gösteren anketlerin inandırıcılığından söz edilemez;
karşılık olarak Cumhur İttifakı 17 puan farkla yüzde 38’lerde de olamaz
herhalde.
Aynı şekilde örneğin Muharrem
İnce’yi partisinin kemikleşmiş oy oranı olan yüzde 25’in altında gösteren
anketler inandırıcı değildir. Muharrem İnce’nin partisini de aşan bir seçmen
desteğine sahip olduğu ayan beyan görünüyor.
2014 seçiminin muhalefet adayı
Ekmeleddin İhsanoğlu bile yüzde 38 oy almıştı. Dolayısıyla bugün Muharrem İnce
ile Meral Akşener’in toplam oy oranını yüzde 38’in altında gösteren anketlere
hiç inanmamak gerekir.
Sonuç olarak, kişisel tahminim,
cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kalır; ikinci turda Erdoğan ile Muharrem İnce
yarışırlar.
Meclis’te ise HDP yüzde 10
barajını geçer, Cumhur İttifakı çoğunluğu yitirir.
İkinci turda ne olur? Onu da 24
Haziran’dan sonra konuşuruz.
NOT: Bu yazı, muhalefetin
sandıklara sahip çıkacağı ve oyların sayımında dürüst davranılacağı varsayımına
göre kaleme alınmış olup, “Tayyip Erdoğan
Ay’a dört şeritli yol yapacağını söylese inanacak bir seçmen kütlemiz” var
itirafı dikkate alınmamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder