Cumhurbaşkanlığı ile hükümet
arasındaki ilişkiler (yardımcı oyuncular ve gönüllü piyonların atışmaları
üzerinden okumak gerekirse) saç saça baş başa bir görüntü vermeye başladı.
Başbakan Yardımcısı rolündeki
Bülent Arınç’ın açıklamaları gösteriyor ki, iktidar partisi içinde Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında bir güç paylaşımı
kavgası var.
Recep Tayyip Erdoğan,
Cumhurbaşkanı olmak üzere yola çıkarken, kendisine hiç sırt çevirmeyecek,
dirsek göstermeyecek emanetçi olarak Ahmet Davutoğlu’nu seçmişti. O tarihlerde
ben dahil, gazeteciler ve siyaset gözlemcileri AKP içinde bir çatlamanın çok
zor olduğunu, çünkü AKP’nin laik bir parti olmadığını, parti içinde biat ilişkisinin
geçerli olduğunu söylüyorduk. Görünen o ki, çok zor denilen olasılık gerçekleşti;
biat ilişkisi, seküler hayatın ilişkilerine, yani dünyevi siyasetin kurallarına
yenik düştü.
Gelinen noktada görülüyor ki, Recep
Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu, aynı davanın takipçisi olsalar da aynı kulvarda
yürümüyorlar. Bu ayrılığın çok işaretleri görüldü. Başkanlık sistemi
tartışmaları, Merkez Bankası, MİT Müsteşarı’nın adaylığı filan… İşaretlerin
çoğu da Kürt meselesiyle ilgili. Kamuoyuna yansıyan asıl kopuşma Kürt
meselesinde oldu. Hükümet, Abdullah Öcalan HDP ve Kandil ile yürütülen Çözüm
Barış Süreci’ni Tayyip Erdoğan’dan da fazla sahiplendi, ortak açıklama
noktasına taşıdı, İzleme Heyeti kararını kamuoyuna açıkladı.
Tayyip Erdoğan karşılık olarak
Süreci istihbarat faaliyeti olarak gördüğünü vurguladı ve İzleme Heyeti
oluşumuna karşı çıktı. Nihayet Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Ülkeyi hükümet yönetiyor, sorumluluk
hükümete aittir” diyerek, Erdoğan’a parti içinde bugüne değin görülmemiş
ölçüde en açık ve en sert itirazı yaptı.
Bu noktada, yani Cumhurbaşkanı
ile hükümet arasındaki zıtlaşmanın gizlenemez hale geldiği noktada, Tayyip
Erdoğan yanlısı aktörler devreye girdi. Başta Ankara Belediye Başkanı Melih
Gökçek olmak üzere, Bülent Arınç’ı “Paralel
Yapı uzantısı” diye suçladılar. Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı
sonrasında Melih Gökçek’e hakikaten ancak en düşük seviyedeki kavgada
kullanılabilecek bir üslupla karşılık verdi.
Her şeye karşın Bülent Arınç
bugünkü açıklamasında, “Liderimizdir,
aile reisidir, halkın kahramanıdır” diyerek Erdoğan’ı sahiplendi; ancak,
Çözüm Süreci konusundaki itirazlarını geri almadı; bu konuda mesela İzleme
Heyeti konusunda Erdoğan’a yeniden bilgi vereceklerini söyledi.
Bülent Arınç’ın Erdoğan’ı
sahiplenmiş görünen sözleri siyasi nezaket icabı söylenmiş sözler.
AKP içindeki iktidar kavgasının
milletvekili aday listelerinin teslim edileceği tarihe kadar daha da
sertleşeceğini öngörmek ise kâhinlik değil.
Erdoğan’ın “Bu seçim başkanlık sistemi seçimi olacak” diye muhtarlardan bile
destek talep etmesine karşılık Ahmet Davutoğlu’nun ve Bülent Arınç’ın başkanlık
sistemi isteğini destekleyici bir tutum içinde olmamaları da son derece dikkat
çekici.
Sonuç olarak, galiba dünyevi siyaset
kendi hükmünü icra ediyor.
Malum, “bir posta yedi derviş sığar da iki şeyh sığmaz!”
Bu kavgadan ezilenler ve yoksullar
lehine bir sonuç çıkar mı?
Ezilenler ve yoksullar bu
kavganın ayırdında olsalar belki!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder