7 Nisan 2015 Salı

HER ŞEYİN BAŞI AKIL SAĞLIĞI

Toprağı bol olsun, Yunan filozofu Aristoteles, insan ile hayvan arasındaki temel farkın düşünebilmek olduğunu söylemiş ve eklemiş: İnsan politik hayvandır.
Böyle demekle Aristoteles, düşünmeyi ve siyaseti yüceltmiş tabii ki. Herhalde kendi yurdunda düşünen ve siyaset yapan insan kıtlığı vardı ki, Aristoteles vatandaşlarını teşvik etmek için böyle söylemiş olmalı. Türkiye’nin bugünkü halini görse aynı şeyi yapar mıydı, bilinmez.
  Ölüm döşeğindeki 12 Eylül Paşası hâlâ gebermediyse, aklı demeyeyim de bilinci yerindeyse, memleketin haline bakıp yatağında dört dönüyordur herhalde. İşçisinden köylüsüne, esnafından memuruna, simitçisinden overlokçusuna, kısacası kendisinden ve uşaklık ettiği sermaye sınıfından gayrisine siyaseti yasak etti. Siyaseti herkese yasaklamakla vatan kurtardığını sanıyordu ama böyle yapmakla memleketimin insanlarını hayvan yerine koyduğunun ayırdında mıydı, bilinmez. Lakin memleketim insanının hilkatten (yani fıtraten) siyasetçi olduğunu bilmediği muhakkaktı. Netekim memleketimin insanı, sadece kendisini akıllı ve vatansever sanan 12 Eylül Paşasını tez elden başından atmak için anayasaya bastı mührünü. Referandum zaferi kazandığını sanan Paşa, iktidar koltuğunun altından kayıp gittiğinin farkında bile olmadı.
Tayyip Erdoğan’ın da aslında fıtraten 12 Eylül Paşasından farkı yok. Kızarmış tavuk budu nasıl kemirilir dahil her şeyi en iyi kendisinin yaptığını, en doğruyu sadece kendisinin bildiğini sanıyor ya, siyaseti de sadece kendisi yapmak istiyor; ama insanımız inadına öyle bir politikleşmiş ki, değil bir Tayyip, “ceddim” dediği cümle Osmanlı padişahları ve bilumum halifeler toplanıp gelseler, siyasetten caydıramazlar. İnsanımız yediği bir lokma ekmekte, içtiği bir yudum suda, soluduğu bir nefeslik havada, hatta evlilikte ve aşkta, hatta ve hatta sevişirken bile politik düşünüyor, politik davranıyor. Yani durum bu denli vahim!
İnsanımız ömrünün bir saniyesini bile apolitik geçirmiyor. Akla gelebilecek her olayı politika süzgecinden geçiriyor. İnanmayan Hürriyet gazetesinin okur yorumlarına baksın.
***

Sağ olsun, medya mahallesinin muhtar köşkü Hürriyet, “Sosyal-Hürriyet” diye bir icat çıkardı. Üye olanlar haberleri ve köşe yazılarını, bayiden gazete alma zahmetine katlanmadan okuyabiliyorlar. Okumakla kalmıyorlar, haberlerin altına yorum yazıyorlar, köşe yazarlarına da “Öyle yazılmaz böyle yazılır” diye ayar çekiyorlar. Dahası, en yakası açılmadık siyasi yorumları da birbirlerine ve gazete editörlerine armağan ediyorlar. Şahsen bazen bir iki yoruma göz atma gafletine düştüğümde bütün yorumları okumadan haberi, köşe yazısını bırakamıyorum. Siyaseti sadece kendileri yapmak isteyen 12 Eylül Paşasına ve Tayyip Erdoğan’a inat, memleketim insanlarının ne denli politikleştiğini görmekten de baya keyifleniyorum.
Mesela “Siyah halkanın sırrı ne?” başlıklı habere yapılan okur yorumları. Bu başlık altında bir video haber var. Kazakistan’ın Akmola Eyaleti Şortanlı Köyü semalarında siyah bir halka görülmüş. İki dakika süren görüntü köylüler tarafından ilgiyle izlenmiş. Meğer siyah halka bir festival sırasında metan gazı kullanılarak oluşturulmuş.
Şimdi bu meselede politik olan nedir diye düşünürsünüz değil mi? Aslında ben de öyle düşünüyorum; ama memleketimin her bir beyin hücresine değin politikleşmiş insanı öyle düşünmüyor. Ne yapıyor ediyor, gökyüzündeki siyah halkada bile politik bir mesaj arayabiliyor, buluyor da.
İşte bir aziz vatandaşım döşenmiş yorumunu: “Aman diyorum... ‘babacım’ görmesin. Yanlış anlar hemen. Sıfır mıfır diye Kazakistan'la savaşa girmeyelim :)))
Düşündüm düşündüm, siyah halkayı görmesi istenmeyen kim? Görürse Kazakistan’la neden savaşa gireriz?
Benimki de saflık işte. Bir de gazeteci olacağım. Neyse ki sonunda jeton düştü. Hani Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduktan sonra Çankaya Köşkü’ne çıkışı, Penguen dergisinin kapağında bir karikatürle hicvedilmişti ya. Karşılayan görevli başparmağı ve işaret parmağıyla ceketini iliklerken görülüyor. Tayyip, ceket iliklenirken oluşan sıfır görünümlü işareti kendisine hakaret sayıp karikatüristleri 11’er ay 20’şer gün hapis cezasına mahkûm ettirmişti. Galiba Hürriyet okuru da bu karikatüre telmihen paniğe kapılmış, memleketin başına bir hal gelmesin diye çığlığı basmış. İşte memleketimin insanı böylesine politik böylesine vatansever!
Haberin (hepsi değil) diğer bazı okurları da benzer yorumlar yapmışlar. Aziz Nesin’in memleketlisinden de böylesine politik zekâ ve nükte beklenir doğrusu!

Bu konuda ahkâm kesmeye devam edeceğiz. Her şeyin başı akıl sağlığı, akıl sağlığının başta gelen ilacı da mizahtır deyip şimdilik ara verelim!


1 yorum:

  1. Geçende bir karikatürde hunili vatandaşa soruyorlar akıl sağlığını nasıl koruyorsun o da yanıt veriyor yok ki koruyayım

    YanıtlaSil