HAKKIMDAKİ DEDİKODUYLA BAŞIM
BELADA!
Sevgili okuyucular, dostlar, yoldaşlar, başım belada!
Sebebi, hakkımdaki bir dedikodu.
Yok yok. Başımı belaya sokan dedikodu, Eymir’de beni ısıran köpeğin
sahibesiyle ilgili değil!
Başımı belaya sokan dedikodu, Bayan
Yanı adlı mizah dergisinde yayımlanmış.
Dergiyi bizzat görmedim, arkadaşlar haberdar ettiler.
Derginin karikatüründe adım geçiyor.
Karikatürdeki öyküye göre, keyifli bir günün gecesinde...
Anladınız değil mi?
İşte o gündür bu gündür başım belada! Başıma ne belalar geldi, anlatıp
sizi de üzmeyeyim. Anlatsam belki de keyiflenirsiniz, ne bileyim!
Keyiflenin veya üzülün, bir şey demiyorum. Sadece, dostlarımın
yoldaşlarımın, dedikodu deyip geçmelerini; bu arada dedikodunun sosyal
rehabilitasyon aktivitesi olduğunu akıldan çıkarmamalarını temenni ediyorum!
***
Sadede gelecek olursak,
Bu vesileyle çok eskiden medyada genişçe yankılanmış sevimli mi sevimli
bir haberi anımsadım. Habere göre, Türk Standartları Enstitüsü TSE, çeşitli
mesleklerin çırak, kalfa ve ustalarına standart koymuştu. Standartlar, ayakkabı
boyacısı çırağının ve berber çırağının ne gibi yeteneklere sahip olmaları gerektiğini
düzenliyordu. Buna göre çıraklar ilgili mesleki kursları bitirmeli, çağdaş
bilgi ve teknolojiyle mücehhez olmalı, liderlik, müzakere yeteneği, özeleştiri
yapabilme, karar alma ve ekip çalışmasına aktif katılım ve ayrıca dört işlem
yapabilme gibi beceri ve yeteneklere sahip olmalıdırlar...
Berber çıraklarıyla ilgili tebliğde ayrıca, kadın berberleri ve çıraklarının aynı zamanda
“Türkçeyi doğru konuşma ve sır saklayabilme” yeteneğine de sahip olmaları
isteniyordu.
Medya, TSE’nin bu fermanını “dedikoduya standart” başlığıyla
haberleştirmişti.
***
O günlerde bu haber epeyce kafamı karıştırmıştı. Türkçe’yi doğru
konuşma zorunluluğunu anlamıştım da, sır saklayabilme koşulunu pek kavrayamamıştım.
Öyle ya, kadın berberi ve çırağının sır saklayabilme yeteneği nasıl
ölçülür?
Veya ustanın da çırağın da ağzında bakla ıslanmıyorsa, sır saklama
becerisini kazanmaları için ne gibi kurslardan geçmeleri gerekir?
Sonra niye sadece kadın berberi ve çırağı sır saklamalıdır?
Bu sorulara bugün de geçerli bir yanıt bulmuş değilim. O gündür bu
gündür hâlâ düşünüyorum. TSE evliyaları galiba “Dedikodu sadece kadınların
olduğu yerde yapılır” diye düşünmüş olmalılar!
Böyle düşünmüşlerse cidden ayıp etmişler.
Dedikodu niye sadece kadınların imtiyaz ve inhisarında olsun ki?
Biz erkekler dedikodu yapamaz mıyız? Bal gibi yaparız. Rahmetli Orhan
Veli’nin Dedikodu başlıklı şiirini kim anımsamaz:
Kim söylemiş beni
Süheylâ’ya
vurulmuşum diye?
Kim görmüş, ama kim,
Eleni'yi
öptüğümü,
Yüksekkaldırım'da,
güpegündüz?
Melâhat'i almışım
da sonra
Alemdar'a
gitmişim, öyle mi?
Onu sonra anlatırım, fakat
Kimin bacağını sıkmışım
tramvayda?
Guya bir de Galata’ya dadanmışız;
Kafaları çekip çekip,
orada alıyormuşuz soluğu.
Geç bunları anam babam geç,
Geç bunları bir kalem.
Bilirim ben ne yaptığımı...
***
Orhan Veli nur içinde yatsın. Benim hakkımda da az
dedikodu yapmadılar. Yok iki buçuk metre boyundaymışım, tartıya çıkınca 130
kilo çekermişim, çok yakışıklıymışım, bir oturuşta kızarmış bir kuzu, iki
lenger pilav (pilavı da kendim yaparmışım), üç bakraç yoğurt yiyip, dört kırba
rakı içermişim ki, “Daha yok mu?” dermişim...
Daha neler neler! Hani, Eymir’de köpek ısırdı ve hâlen
kuduz aşısı oluyorum ya. Bin türlü dedikodu? Yok köpeğin sahibesi kadınla ahbaplık
etmek için bilerek kendimi ısırtmışım filan...
Kulağıma geldikçe “dedikodu” deyip, geçmiyorum. Hani,
reklamın iyisi kötüsü olmaz derler ya, o hesap!
***
Dostlar, yoldaşlar,
Kabul etmeli ki, dedikodu, dostlarımız başta olmak üzere, başkaları
hakkında bilgi edinme tekniğidir. Bilgi edinelim ki, üzerine fikir de bina
edebilelim değil mi!
Dedikodu, sosyal iletişim ve açıklık politikalarının birinci şartıdır.
Dedikodu dostluğun olduğu yerde vardır. Dostluk yoksa dedikodu da yoktur,
anlaştık mı.
İyi hoş da TSE’nin koyduğu standartlar geçerli olur ve sır saklanırsa
dedikodu yapılmaz ki. Ortalık soğuk değirmene döner. Suskunluğun olduğu,
kimsenin içini dökemediği yerde insan kendi kendini öğütür. Zaten ne demiş
Oscar Vilde:
“Dünyada hakkınızda konuşulmasından daha kötü bir tek şey vardır, o da
hakkınızda konuşulmaması.”
Onun için kadın berberlerine ve
çıraklarına dedikodu yasağı getirilmesini hiç ama hiç kabullenemedim, toplumun
ruh sağlığı açısından çok sakıncalı telakki ettim.
Düşünebiliyor musunuz? Kadın kuaföre saçını yaptırmaya gitti. Başladı
Necla’yı çekiştirmeye. Ne pasaklılığı kaldı Necla’nın ne burnunun büyüklüğü.
Necla hakkındaki rivayetler bitti, sıra Emine’ye geldi. Emine’nin de ne
gözlerinin şaşılığı kaldı ne kocasının başka kadınlarla günü gün ettiği.
Kadın anlattıkça anlatıyor. Nurgül’ün kocasını aldatıp aldatmadığı
konusundaki en son teorileri de paylaştı. Fakat kuaför hiç oralı değil.
Emniyet’in terörle mücadele ekiplerini getirip operasyon çeksen ağzından laf
çıkmaz. Niye? Çünkü, TSE sır saklama mecburiyeti koymuş!
Şimdi bu durumda kadın ağız tadıyla dedikodu yapamayınca ne olacak?
Olacağı şu:
Kadın eve geliyor. Kocası saçını hemen fark etmeyip “Karıcığım saçların
ne güzel olmuş! Bu sap kağnısı saç modeli ne güzel açmış seni!” diye mecburi
iltifatı geciktiriyor. Buyrun cenaze namazına, er kişi niyetine el fatiha!
İşte size kısa yoldan önce hane halkını, sonra toplumu birbirine
katmanın kestirme yolu. Umarım TSE yöneticileri toplumun temeline yerleştirdikleri
bu dinamiti fark edip, kuaförde dedikodu yasağını kaldırmışlardır…
***
Tabii Allah’tan kuaför değil gazeteciyiz. Gazeteciliğin temel
kuralı 5N+1K diye formüle edilmiş. Yani gazeteci
haberinde, “ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden, kim” sorularına yanıt verir ki,
bütün bunlar dedikodu kapsamına girer. TSE bir de bize standart getirir,
örneğin sır saklama mecburiyeti koyarsa yandık gitti!
***
Sözü uzatmayayım,
TSE’nin standartları beni bağlamaz.
Bayan Yanı dergisinden şikâyetçi değilim, nokta!
Harikasın yoldaşım...
YanıtlaSilBir daha seni ısırmalarına izin verme...
Sağ ol Müftü'm. Çok selam.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilKalemine emeğine sağlık toprağım benim sevgiler
YanıtlaSilSağ ol hemşehrim. Çok selam.
SilArada sırada ısırılmanda fayda var.😘
YanıtlaSilTertibim, temennine teşekkür ederim. :) Çok selam.
SilRahmicim, köpeğin sahibesini anladım da dergi kapağındaki bayan kim?
YanıtlaSilİlahi Sadun.
SilHer şey herkese ilan edilmemeli değil mi?
Çok selam. :)