Güzel bir sabahın erken saatinde bisikletle Eymir’deyim.
Erken bir saat ama hava sıcak mı sıcak.
Tişörtümü de çıkartmışım,
Bisikletin rüzgarı nasıl da keyif verici.
Tanıdıklar, okul arkadaşları, Eymir sakinleri...
Sincaplar, kaplumbağalar, sakar mekeler, kazlar, ördekler ve tavşanlar da var.
Hemen hepsi tanıdık dostlar.
İki ayaklı ve dört ayaklı dostların her biriyle ayrı ayrı
selamlaşıp pedal çeviriyorum.
Eve dönüş biraz zahmetli olacak.
Çünkü Polis Akademisi yokuşu çok zalım.
Farklı bir yoldan döneyim dedim.
Şehir hayatından kaçanların tek tük evlerinin bulunduğu
vadiye girdim.
Bir kilometre kadar gittim gitmedim, bir evin önünde
köpekler.
Önceden tanışıklığım yok ama öyle sevimliler ki!
Bazıları beni karşılamaya geliyorlar.
En yakındaki kara köpek ise oralı değil, hiç ses vermedi.
Köpek korkum yok ya, alışkanlıkla yola devam ettim.
Ses vermeyen köpeği üç metre kadar geçtim ki,
Birden sağ baldırımda çok derin bir acı.
O kara köpek arkadan gelip olanca gücüyle dişlerini
geçirmiş.
Hemen fren yapıp indim, bisikleti elime aldım,
Tekrar ısırmaya çalışan kara köpeğe bisikleti yapıştırdım.
Karşılamaya gelen köpekler ve kara köpek uzaklaştılar.
Yara öyle bir kanıyor ki.
Evin sahipleri yetiştiler.
Sargı bezi ve bantla tampon yaptım.
Bir kilometre yol tepip eve ulaştım.
Duş alıp üstümü değiştikten sonra doğruca hastaneye gittim.
Acil servisten giriş işlemi yaptılar.
Bir saat kadar sonra doktor geldi, iğne yaptı,
Dört iğne daha yapılacağını söyleyip gitti, o kadar.
Saf saf, birilerinin gelip pansuman yapmasını bekliyorum.
Gelen giden yok.
Hemşire bankosuna gidip durumu anlattım.
İlgilenen yok.
Sükûnetimi korudum, iğne yapılan odaya dönüp başımın çaresine
baktım.
Bulabildiğim ilk yardım malzemesiyle pansuman yapıp çıktım
acil servisten.
Çıkışta yeğenlerim karşıladılar.
Onca derdin arasında önemli değil de,
Bana bu yapılmamalıydı!
O kara köpek,
Hayvanlarla bunca samimi ve dost birini ısırmamalıydı.
Canı sağ olsun.
Sahipliymiş, adı da Zeytin imiş.
Şikâyetçi değilim kendisinden.
Sahibesi kadın, haftanın iki üç günü kesimhane artıkları
getirip Eymir’deki dostlarımı besliyor.
Çok şaşırdı Zeytin’in beni ısırmasına, üzüldü ama ne çare.
Aşıya devam.
Netice-i kelam:
Akacak kan damarda durmaz!
Isırıcak köpek dişini göstermez!
Geçmiş olsun.
YanıtlaSilSağ ol Bülent, çok selam.
Silgeçmiş olsun paşam..
YanıtlaSilsen köpeği ısırsaydın haber olurdu😙
Haklısın dostum. Öyle bir haber, kudurursam belki olabilir. :)
SilÇok geçmiş olsun Rahmi. Arada bu tür olaylar olsa da insanın zalimliği het zaman daha korkutucu, sen de biliyorsun.
YanıtlaSilTeşekkür ederim dostum. Evrim tarihinde insan kadar kıyıcı zalim ve zararlı bir canlı türü görülmedi sanırım.
SilGeçmiş olsun Rahmi yoldaş. Belli ki kara köpek yanlış bir adamı ısırmış.
YanıtlaSilSağ ol Aytek. Çok selam.
SilGeçmiş olsun acil şifalar sevdiğinden ısırmıştırdilerim atın gelmeyeni itin kapmayanı olmaz dememişler atalarımız
YanıtlaSilTeşekkür ederim hemşerim. Çok selam.
SilGeçmiş olsun, böylesine de sadece üzülünür... Isırılmaya değil, bir dost bildiğin tarafından tarafından ısırılmaya...
YanıtlaSilTeşekkür ederim Mıstık. Beni ısıran kara köpeğe bugün sahibesi aracılığıyla selam gönderdim.
Sil�� Geçmiş olsun Rahmi..
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Selamlar.
Sil