1 Ocak 2016 Cuma

DİNCİ FAŞİSTLERE KARŞI ODTÜ’YE SAHİP ÇIKILMALI

İbnü’l Sallama Hükümran Beyefendi’ye VEKÂLETEN,
Muhterem Sallama Cemaati,
İbnü’l Sallama Hükümran Beyefendi, “namaz kılacak yer yok” diye yalan söyleyerek, Türkiye’nin aydınlık yüzü ODTÜ’ye saldıran dinci yobazlara lanet etmektedir.
O yobazlar da biliyor ki, hangi mü’min Allah rızası için namaz kılıp ibadet etmek ister, illa ki bir camide veya mescitte namaz kılması şart değildir; yeryüzünün her yeri ona mescittir, camidir.
Bunu söyleyen kim? Bizzat İslam Peygamberi.
En yakın ashabından Ebu Zer’in naklettiğine göre bir soru üzerine Peygamber, “Namaz sana nerede yetişirse orada kıl. İşte orası mescittir" buyurdu.
Yani İslam Peygamberi, ibadeti mabede hapsetmeyip yeryüzünün her yanını mescit ilan etmiş, temiz olduğu ve haklara tecavüz gibi bir sakınca bulunma­dığı takdirde herhangi bir yerde vakit gelince namaz kılınabileceğini söylemiştir.
Evet evet, herhangi bir yer. Öyle ki, Enes b. Malik’in anlattığına göre, “Peygamber nerede namaz vakti girerse oracıkta namazı kılardı. Bazen davar ağıllarında da namaz kıldığı olurdu.”
Her yeri mescit ilan edip her yerde namaz kılınabileceğini vurgulayan Peygamber sadece ve sadece şu gibi yerlerde namaz kılınamayacağını bildirmiştir: Çöplük, mezbaha, kabristan, yol ortası, hamam, develerin çöküp yattıkları yerler, Beytullah'ın damı.
Peygamber’in bu yerlerde namazı yasaklamasının elbette son derece derin sebepleri vardır. Mesela develerin çöküp yattıkları yerler. Bir Müslüman böyle bir yerde asla namaza durmamalıdır. Zira Peygamber’in ifadesiyle “develerin, vahşi canavar gibi birtakım azgınlık ve hırçınlıkları vardır; azgınlık gösterip secdeye varan kimseyi çiğneyebilirler.”
Dahası, "Develerin çöküp yattığı, gecelediği yerde bazı kimseler küçük ve büyük abdestlerini bozmak istediklerinde deveyi siper edinirler.” Dolayısıyla o yerler pistir, necistir; kendini bilen Müslüman böyle bir yerde namaza durmamalıdır.
Yani İslam Peygamberi bu derece ince düşünmekte ve ümmetini necasetten, kazadan beladan uzak tutmak istemektedir. Netekim Peygamber’e göre, koyun ve keçi ağılında böyle bir tehlike söz konusu değildir. Hz. Peygamber’den naklen davar ağılında da namaz kılınabileceğini söyleyenler arasın­da İbn Ömer, Câbir b. Semure, el-Hasan, Mâlik, İshak ve Ebû Sevr de bulunmaktadır.
Peygamber, kimlerin cemaatle birlikte namaza durmaması gerektiğini de ayrıntılı olarak ümmetine bildirmiştir. Mesela, İbn Ömer, Câbir b. Semure ve Enes b. Malik’in anlattıklarına göre Hayber gazvesi sırasında Peygamber’e soğan, sarımsak ve pırasa hakkında soruldu. Peygamber, "Her kim şu yeşillikten yedi ise bize yaklaşmasın ve bizimle beraber namaz kılmasın. Çünkü melekler de insanların eziyet çektikleri şeylerden eziyet çekerler” buyurdu.
Peygamber’in bu tavsiyelerinin yanı sıra Kur’ân-ı Kerîm’de gösteriş maksadıyla namaz kılınmaması emrolunurken,Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.” (Yardım/Ma’un, 4, 5, 6) diye şikâyet edilmektedir. Bu sure ve ayetler Mekke döneminde nazil olmuştur. Yani İslam ümmetinin topu topu elli altmış kişiden ibaret olduğu, müşriklerin zulmü altında çile çektikleri dönemde. O ahvalde bile Peygamber, pardon Allah namazı ciddiye almayanlardan ve gösteriş için kılanlardan yakınmaktadır!  
***

Ya eyyühel ihvan,
İslam Peygamberi’nin yeryüzünün her yerini mescit ilan etmesine karşılık, herkesten daha fazla Müslüman, teşbih yerindeyse “organik Müslüman” olduğunu iddia eden bir güruhun Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde giriştikleri provokasyonu nasıl anlamlandırmalı?
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) malum, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da sayılı üniversiteleri arasında. Gel gör ki bir kez daha, dini maske edinmiş, hayata düşman siyasal İslamcı gericilerin ve iktidarın hedefinde.
Siyasal İslamcı güruh, “İbadet hakkımız engelleniyor” yalanıyla provokasyon tezgâhlıyor. Önce “namaz kılan öğrencilere saldırı” yalanını ortaya attılar. Ardından ülkenin birçok yerinde ODTÜ’yü hedef alan “namaz kılma eylemleri” yapılmaya başlandı.
Provokasyona asri firavun da en üst perdeden sahip çıkıyor. İğrenç “Kabataş’ta başörtülü bacımın üstüne işediler”, “Dolmabahçe Camiinde bira içtiler” yalanlarına doymamış olmalı ki şimdi de, “ODTÜ'de namaz kılan gençlerin üzerine saldırıyorlar. Bizler bunun da takipçisi olacağız" diye ahaliyi ODTÜ aleyhine kışkırtmaya çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı AKP Milletvekili Aydın Ünal da “Cizre’ye ve Silopi’ye nasıl girildiyse ODTÜ’ye de öyle gireriz” sözleriyle açıkça tehdit savuruyor, ODTÜ’yü silah zoruyla işgal harekâtının propagandasını yapıyor.
Elbette ODTÜ’yü hedef tahtasına yerleştirmelerinin nedeni ibadet yeri eksikliği değil. ODTÜ yerleşkesinde 2 bin kişi kapasiteli 1 cami ile yurtlar bölgesi, kütüphane, hazırlık binası, yapı işleri gibi çeşitli noktalarda 15 mescit bulunuyor. İbadet yeri eksikliği varsa, cami ve mescitlerin müdavimleri için değil, gayrimüslimler için vardır, Aleviler için vardır.
Bu çıplak gerçeğe karşın, “namaz kılacak yer yok” yalanıyla ODTÜ’yü hedef almalarının  nedeni, burasının çoğulcu, demokratik ve barış içinde birlikte yaşama kültürünün nefes alıp verdiği seküler bilim yuvası olması. ODTÜ Türkiye’nin aydınlık yüzüdür; üniversite içinde şiddet, ırkçılık, cinsiyetçilik ve ayrımcılık içermeyen tüm görüş ve talepler özgürce ifade edilebilmektedir. Siyasal İslamcı faşistlerin ise çoğulcu demokratik kültüre tahammülü yoktur; bu yüzden mescidin cihatçı örgütlenmeye paravan olmasına itiraz eden dindar öğrencileri bile hedef almaktadırlar.
ODTÜ’yü hedef tahtasına koymalarının bir nedeni de Ankara’nın akciğeri sayılabilecek ormanlık arazileri. Öğrenciler ve üniversite emekçilerinin özverili çabalarıyla 50 yılda yeşillendirilen arazi, yeşil adına dolardan başkasını gözü görmeyen talancı çetelerin iştahını kabartıyor. Bu yüzden iktidarın da yönlendirmesiyle ODTÜ  çatışma alanı haline getiriliyor.
Bu vesileyle provokatör yobazların Minareler süngü, kubbeler miğfer / Camiler kışlamız, müminler asker” zihniyetiyle doldurulduklarına işaret etmek gerekir. Peki kimin kışlası, kimin askeri, kimin süngüsü? Her devirde olduğu gibi, ezilenlerin, kölelerin, mustazafların değil, sermaye sahibi zalimlerin kışlası, askeri ve süngüsü!
Sermaye sahibi zalimlerin maşası provokatörler her defasında olduğu gibi dindarlığı maske ediniyorlar, onca mescit ve caminin olduğu yerde “namaz kılacak yer yok” yalanıyla ODTÜ’ye saldırıyorlar. Gösteriş için namaz kılarak tam da Ma’un suresinde tarif edilen günahı işliyorlar. Türkiye’de laiklik kök salamadığı, din deyince akan sular durduğu için Allah’tan korkmadan kuldan utanmadan inancın arkasına saklanıyorlar ve ne yazık ki, iktidarın ve yandaş medyanın desteğiyle, ibadetle yetinen sade dindarların aklını çelebiliyorlar. Öyle ki, Hürriyet gazetesinin İslamcı yazarı Ahmet Hakan bile, ODTÜ’yü gözüne kestiren faşistleri mazur görebilmektedir. Ne demeli! Katranı kaynatmakla olmazmış şeker, cinsi sevilesice cinsine çeker!
Hülasa, siyasal İslamcı faşistlerin Türkiye’nin aydınlık yüzü ODTÜ’ye saldırmalarına seyirci kalınmamalıdır. ODTÜ’nün örgütlü provokasyonu savuşturabilmesi, bilimin, barışın, kardeşliğin ve özgürlüğün yuvası olmaya devam edebilmesi için öğrenciler, mezunlar ve üniversite emekçileriyle dayanışma içinde olunmalıdır.
Cumanız ve yeni yılınız hayırlı olsun!

Selam ve muhabbet ile!

2 yorum:

  1. ODTÜ'ye sahip çıkılmalı. katılıyorum.
    ''Komşusu aç yatan müslüman tok yatmaz''.. NEREDE..

    YanıtlaSil
  2. Ülkemizin gururu ODTÜ sahip çıkmalıyız.

    Nasıl mı? Tartışarak ortak akılla söz ve eylem birliğini de oluşturmalıyız.

    Sorunumuz, "sarı öküzü vermemekti" ama verdiğimize göre RANT için her şey bahane edileceğini biliyoruz. Yine gerekirse Ülkemizde başka bölgelerimizde olduğu üzere tankla topla girilerek "terörle mücadele" veya "kentsel dönüşüm" veya... RANTA KURBAN EDİLECEĞİNİ DE ÖNGÖRMELİYİZ.

    Bu nedenle ODTÜ için mücadelemizi yapılan ALGI TUZAĞI'na düşmeden doğru anlatımla, ÖNGÖRÜMÜZLE, kamuoyunu bilgilendirerek DEMOKRATİK olarak sürdürmeliyiz.

    Kurtuluş yok tek başına, Ya hep beraber ya hiçbirimiz.

    YanıtlaSil